SÜMER EFSANESİ

SÜMER EFSANESİ

Yıl: 9 Ekim 1937Yer: Nazilli


600 yıllık Büyük Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışının ardından, yeni bir devletin temellerinin atılmasının 14 yıl sonrası. Savaşlardan bitap düşmüş yeni kurulan bir Türkiye Cumhuriyeti. Yeni bir rejim, yeni bir sistem, yeni bir ekonomik duruş.

Yeni düzenin getirdiği yenilikler ile birlikte Nazilli’de adeta bir güneş doğuyordu. Daha 14 yıllık bir devletin Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın ilk eseri Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası'nın açılışı gerçekleşmişti. Yapımı 18 ayda tamamlanmış ve 8 milyon liraya mal olan bu fabrika 13 bin nüfuslu Nazilli’ye yeni bir sayfa açma fırsatı vermişti. 

Fabrikada 2 bin 500 kişi çalışacak, Türkiye’nin bezi, kumaşı, dokuması buradan çıkacaktı. Nazilli’nin ve bölgenin o meşhur pamuğu; dokuma, basma, desen, baskı ve gravür bölümünden geçerek o meşhur kıvamına kavuşacak adını Dünya'ya duyuracaktı. Zaman gelecek, Amerika Birleşik Devletleri'ne, Almanya’ya, Fransa’ya ve bazı devletlere Sümer bezi gönderilecekti. Yeni fabrikanın açılması ile birlikte göç alan bir sanayi kentine dönüşen Nazilli, sosyal alanda da Sümer Basma Fabrikası ile birlikte yenilikler ile tanışmıştı.

Sümerbank Basma Fabrikası’nda neler yoktu ki; 1938’li yıllarda 13 bin nüfuslu bir kent olan Nazilli’de, bu fabrika sayesinde 700 kişilik bir sinema salonu ile işçiler, ustalar ve memurlar karşılarında hareket eden beyaz perde ile tanışmış oldu. Bunun yanı sıra fabrikada koro oluşturulmuş böylece işçilerin ve halkın sanat ve halk müziğini tanıması sağlanmıştır. Fabrikada Halkevi kurulmuş, sosyal ve kültürel anlamda etkinlikler düzenlenmiştir. Fabrika bünyesinde hamam ve konuk evleri açılmış konaklama sıkıntısı ortadan kaldırılmıştır. Fabrikaya bağlı bir de spor kulübü vardır, Sümer Spor. Futbol, atletizm, boks, voleybol, basketbol, yüzme branşlarında faaliyet gösteren bu spor kulübü yıllar boyu Nazilli’ye hizmet etmiş önemli başarılara imza atmıştır.

Bir de şunu hatırlatmadan geçemeyeceğim, Sümerspor maçlarını, fabrika bünyesine bağlı Sümerbank Futbol Sahası’nda oynamaktaydı. Bu sahanın en büyük özelliği ise Türkiye’nin ilk alttan ısıtmalı futbol sahalarından biri olmasıdır.

Fabrika bünyesinde 40 yataklı bir hastane, eczane ve laboratuvar kurulmuştur. Şimdiki Sümer İlköğretim Okulu o zaman bin öğrenciye sahip büyük bir okul idi. Ege Bölgesi'nin en büyük rekreasyon alanlarının başında gelen Sümer Park, fabrika döneminde 264 daireye ev sahipliği yapmış, binlerce işçinin mekanı olmuştur.

Bunların yanı sıra, yemek fabrikası, ekmek fırını, şimdiki sanayi sitesinde bulunan iş kolları tamamen mevcuttu. Fabrikada elektrik ve su santralleri kurulmuş Nazilli’ye derman olan bu proje ile şehrin elektrik ve su sıkıntısı ortadan kalkmıştı. Buraya kadar her şey çok güzel değerli okurlarımız. Her şey düşünülmüş ve gerçekleşmiş. Birde GIDI GIDI’yı unutmamalıyız, küçük dekovil bir tren olmasına bakmayın. Şehir merkezinden işçileri alıp fabrikaya götüren, binlerce insanın yükünü çekmiş çileli mi çileli o meşhur GIDI GIDI Treni. Geçmişe özlemle belki içi içine “Ahh” çekiyor. Günümüzde atıl durumda, geçmişe özlemle bekleyip duruyor. Sümer Bank Basma Fabrikası bir fabrika değildi sadece, banka görevi yürüten büyük bir kitleye hitap eden devdi o zamanlar. Yıl 1950’ler 13 yıllık bir fabrika ününü ün yapmış, pazarını genişletmiş ama kan kaybetmeye başlamıştı. Ardı ardını kesmek bilmeyen vurgunlar yıllar boyunca sürecek ve o ihtişamlı Sümerbank Basma Fabrikası paslanmaya başlayacaktı.

Yanlış politikalar, Kurucumuz M. Kemal Atatürk’ün kemiklerini sızlatacak, 14 yıllık bir devletin kurduğu o fabrika özelleşecek ve tarihin sayfalarında kaybolup gidecekti. Yıl 1960, yıl 1970, yıl 1980, yıl 1993, yıl 14 Kasım 2002, 37’lik çınar kan kaybede kaybede tükenmiş bitap düşmüş. Son vurgun da 14 Kasım 2002. Kapılar kilitlenir ve "65 yıllık Sümer Efsanesi" burada sona erer...

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.