Bilecik’te Başarılı Bir Operasyon

Bilecik’te Başarılı Bir Operasyon

Bilecik’te, derin ven trombozu denilen derin toplardamar tıkanıklığını rahatsızlığı bulunan 67 yaşındaki Neşe Oğuz, Devlet Hastanesi’nde görev yapan Kalp ve Damar Cerrahı Op. Dr. Orhan Rodoplu’un gerç...

Bilecik’te, derin ven trombozu denilen derin toplardamar tıkanıklığını rahatsızlığı bulunan 67 yaşındaki Neşe Oğuz, Devlet Hastanesi’nde görev yapan Kalp ve Damar Cerrahı Op. Dr. Orhan Rodoplu’un gerçekleştirdiği başarılı operasyonun ardından 6 saat sonra ayağa kalkıp yürümeye başladı.

Gece yatarken herhangi bir rahatsızlığı bulunmayan Neşe Oğuz, sabah kalktığında ayaklarının şiş olduğunu fark edince Bilecik Devlet Hastanesinde görevli Kalp ve Damar Cerrahı Op. Dr. Orhan Rodoplu’ya başvurdu. Dr. Rodoplu, Ankara’dan getirdiği tıbbi malzeme ve ekipmanlar ile 2 saat süren başarı bir operasyon ile 67 yaşındaki Neşe Oğuz’un akciğerine kan süzgeci taktı. Bu süzgeç sayesinde hastalığı nedeniyle kanın pıhtı atması engellendi.

Neşe Oğuz’u yeniden sağlığına kavuşturan Dr. Rodoplu, toplardamar hastalığının çok geniş nedenlerinin olduğunu belirtti. Dr. Rodoplu, "Toplardamar hastalığının çok geniş nedenlerininden biri hastamızda gözüken derin ven trombozu denilen derin toplardamar tıkanıklığını. Derin toplardamarlar bizim toplardamar hastalığımızın ana omurgasını oluşturuyor. Toplardamar sisteminin görevi vücudumuzdaki en kılcallardan bacaklarımız için ayak tırnaklarından kalbimize kadar kirli kanın girişini tamamen hiç geriye kaçırmadan sağlayabilmek. Bunun derin toplardamarların ve toplardamarların kapakçık yapıları var. Bu kapakçık yapıları toplardamarlardaki kirli kan yukarı doğru taşınırken kapanıyorlar ve kirli kanı geri dönüşünü tamamen geri dönüşümünü sağlamadan kaçırmadan vücut temizlenip vücut dolaşımına tekrardan dönüşümünü sağlıyor. Derin toplardamarlar toplardamar sistemindeki yüzde 70 bu görevi yapmakla görevlidir. Derin toplardamarlarda ya kapakçık yapıları bozulup yetmezlik dediğimiz bir tablo oluşursa bu yıllar içerisinde oluşuyor. Bacaklarda şişme, ağrı ve sürekli sürünen bir bacak, zaman içinde bacakta yaralar açılmasına kadar gider. Ve yaraların çok zor kapandığı bir hastalık tablosudur” dedi.

“HASTANIN HAREKETLİ HALİNDEN DAHA AZ HAREKETLİ HALE GEÇMESİ, RİSKİ YAKLAŞIK 5-10 KAT DAHA ARTTIRIYOR”

Hastanın hareketli halinden daha az hareketli haline geçmesinin bile riski yaklaşık 5-10 kat kadar arttırdığını ifade eden Dr. Rodoplu, “Bu kişiden kişiye değişiyor. En önemli belirleyici dediğim gibi genetik yatkınlık. Örneğin yaz ayları geldi susuzluk olabilir, bir anda bacakta şişme ağrı başlıyor. Gündelik yaşamda aslında hepimizin başına gelebilecek 1-2 gün içerisinde bir anda dolaşımda bir pıhtıya yatkınlık damarların tıkanmasına kadar giden hayati organların tıkanmasına beslenmesine dolaşım bozukluğuna kadar giden ciddi bir tablo oluşturabilir. Gebelik ondan sonraki lohusalık zamanı bitene kadar ciddi anlamda pıhtılaşmaya eğilimli bir süreç. Obezite de çok önemli bir etkendir. Bacakta aşırı bir şişme, dolaşım bozulmaya başlıyor kalp aksamaya durma noktasına geliyor. Bacaktaki şişmenin verdiği gerginlik hissi kirli kanın yarattı birikim ve oluşturduğu zehirli metabolikler bacakta ciddi bir ağrı oluşmasına neden oluyor. Bu ayaktan kalçaya karın bölgesine kadar uzuyor. Tabi dolaşım bozulunca bu sefer duyu sinilerin ve ayağı hareket ettiren sinirlerin bozuluyor. Onların bozulmasına neden olarak bacakta karıncalanma, hareket ettirememe gibi ciddi şikayetler meydana geliyor. Az görülen bir hastalık değil. Benim polikliniğime nereden baksan haftada böyle 2- 3 hasta geliyor. Ve durumları riskli. Böyle bir şey tespit edildiği zaman hastanın evine gitmemesi gerekiyor. Çünkü bir anda her şey olabilir. Hiç bir şekilde garantisi yok. O yüzden hemen tedavisinin başlatılması gerekiyor” dedi.

“GELİŞMİŞ TEKNOLOJİYİ KULLANARAK ÇOK İYİ SONUÇLAR ALDIĞIMIZ OPERASYONLAR YAPMA İMKANIMIZ VAR”

Hastalığın tedavisinin tanısının çok basit olduğunu, ultrason sonucunda çok rahatlıkla görülebildiğini ve hastaların bu belirtileri ihmal etmemesi gerektiğinin vurgulayan Rodoplu sözlerine şöyle devam etti.

”Damarın içinde anormal görünen şey pıhtıdır. Normalde başka bir nedenden gelen bir hastamız Neşe hanımdı. Bacağında ara ara ağrı şikayetinden dolayı gelmişti. Değişen bir şey gördük, bacağındaki şişme gördük. Erken tanıyla tedavisini gerçekleştirdik. Geçen ay ben Neşe hanımla beraber 4 hastaya derin damarına iğneleriyle girip pıhtıları eritip parçalayıp ondan sonra olduğu gibi tek bir zerre bırakmadan çıkarttığımız bir operasyon yaptık. Bunların tamamen temizlenmeden damarın içinde bu pıhtının tamamen bu iş normale döndürülmeden riskten kurtulmuş değildir. Milimetrik bir pıhtı damarın içinde duruyorsa risk altındasın. En sonunda damarın içinde ne var ne yoksa tıkadığı olduğu bölgeden yukarıdan aşağıya pıhtı eritici ilaçla eritilerek işlem bitiriliyor. Şöyle güzel bir yönü var bu kadar ciddi olduğundan bahsettiğimiz hastalık olarak sonuçları olarak gelişmiş teknolojiyi de kullanarak çok iyi sonuçlar aldığımız operasyonlar yapma imkanımız var. Gelişmiş tedavi yöntemlerini kullanarak hem akciğerlere ve diğer yaşamsal organlara hem de tamamen emin olarak pıhtıları tamamen temizleme imkanı bulduğumuz kapalı tedavi yöntemleriyle, kısa sürede hastayı uyutmadan, belinden uyuşturmadan konuşarak göstererek toplardamar anjiyosu yaparak tamamen problemi ortadan kaldırarak ve bundan daha sağlıklı hale belki de daha önceki yaşamından daha sağlıklı bir yaşama devam edebilmesini sağlıyoruz."

“HASTALARI ERTESİ GÜN EVLERİNE GÖNDERİYORUZ”

Hastaların hastanede kalış sürelerinin ve ertesi gün genelde evlerine gönderme imkanına sahip olduklarını belirten Dr. Rodoplu ”Evde tedavisine rahatlıkla devam edebiliyor. Herhangi bir enfeksiyon riskimiz yok. Pansuman yaptırmasına gerek yok. Bu işlemden dolayı hastanın zarar görme gibi olasılığı çok çok düşük. Hem operasyon öncesi hem operasyon sonrası belirli kan sulandırıcı tedaviye sokuyoruz hastayı belli bir süre devam ediyoruz kan sulandırıcı kullanmaya. Ama yüksek riskli olan hastalarımızda tekrarlama olasılığı olan genelde ömür boyu verdiğimiz ilaç gruplarımız var. Ama bunlarda da genelde ilaç alternatiflerimiz çoğalmış durumda. Bu hastalıkta bizler de korkup ürküyoruz ,çünkü hastalığın ne yapacağı belli değil. Bir çok hastamda endişe duyarak işlemi yapana kadar başına bir şey gelmesin diye sinsi bir hastalık olduğu için korkutucu. En azından kesin bir çözümü olduğu için rahatlıyoruz.”

"DOKTORUMA ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Hasta Neşe Oğuz ise, ayağımın birden şişmesi ile beraber çok fazla ağrı olduğundan doktor beyi aradığını anlatarak, "Tedavi için acilen beni hastaneye aldı. Ayağımda morarma ve şişlik oldu. Damar tıkanıklığı olduğundan hemen ilaç tedavisine başladı. Beni hiç bir yere göndermedi. Ben bu tedaviyi yapacağım diyerek. Benim ameliyatımı gerçekleştirdi. Ameliyatımdan sonrada bu kadar kısa dönemde iyi oldum. İlk defa kalktığımda koltuk değnekleriyle ayağımın üzerine basamıyordum. Şimdi daha rahat yürüyorum. Ve ayağımın daha iyi olduğunu hissediyorum. Doktoruma çok çok teşekkür ediyorum” dedi.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.