Mehmet KIZILASLAN

Mehmet KIZILASLAN

CUMHUR, BAŞKANINI SEÇTİ

Cumhur, başkanını seçti. Öncelikle hepimize hayırlı uğurlu olsun. Hiç kimse hayıflanıp üzülmesin. Hiçbir kimse de, Sayın Recep Tayyip Erdoğan a oy verenleri küçümsemesin.

Bir çok Recep Tayyip Erdoğan ve AP Parti muhalifi, salonlarda ya viski kadehi elinde, viskisini yudumlarken ya da rakı kadehi tokuştururken, siyaseti sadece kendi aranızda kendi, kendinize yaptınız.

Sayın Cumhur Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan aşıkları ve AK Parti kurmayları ve sevenleri var güçleri ile seçim için koşturdular. Her anlarını ideallerinin gerçekleşmesi için harcadılar.

26.06.2014’te “Piyasalar ve Cumhurbaşkanı” başlıklı köşe yazımda, piyasaların kötülüğünden, işletmelerin sıkıntılarından,  sabit gelirli insanımızın maaşlarının yetmezliğinden, bahsederken bir paragrafta şunu yazmışım.

“Yoksul ülkelerde seçimler çok önemliymiş gibi gösterilir. Ve toplum kendi adayını seçtiğini zanneder çoğu zaman. Önüne konulanlar, iyi incelendiğinde hep aynı güçler tarafından belirlenen isimlerdir. Ama o toplum bunu bilmez, bilmek de istemez” demişim.

Toplum kendisine göre önüne konulanın, kendisine en yakın bulduğunu, en iyisini seçti.

Bu bir!

Diğer yandan Cumhur’un, başkanını seçeceği tamı tamına 5 yıl önceden belliyken neden son anda bir çatı adayı önümüze konuldu?

Onu da anlamanız kolay olsun diye söylüyorum.

Birçoğumuz bu adayı tanımadığı için, etrafındakilere önce eleştirilerini, yazdılar söylediler. Çünkü tanımadığınız insanlardan korkarsınız. Onlara karşı mesafe koyarsınız. Dolayısı ile Cumhur en çok tanıdığına ve bildiğine oyunu verdi.

Bu iki!

Yine o yazımda, hangi sivil toplum örgütlerinin, hangi parti başkanlarının, aynı güçler tarafından belirlenip, belirlenmediğini sormuşum. Bunların gerçekten bir çatı adayı belirlemek isteselerdi ve onu tanıtmak isteselerdi 5 yıl öncesinden çalışmalara başlamalarının gerektiğini vurgulamışım. Demek ki muhalif partiler ve sivil toplum örgütleri de görevini yapmadı.

Bu da üç!

Şimdi gelelim sonuca…

Hiçbir kimse kendisinin tahsiline ve dünya görüşüne bakıp Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a oy verenleri küçümsemesin. Bu doğru olmaz. Eğer sizin fikrinizde değillerse, demek ki düşüncelerinizi anlatamamışsınız.

Herkesin ekonomik sıkıntı içinde olduğu bir toplumda insanlar kesinlikle bir kaos ortamına daha girmek istemiyor. Öyle inanıyorlar ki, Hükümet başka, Cumhurbaşkanı başka partiden olsun ve kendi deyimleri ile ikilik olsun istemiyorlar.

Bu dört!

Ben kendi açımdan bu seçimleri Başbakan’ın %60’lık bir oyla alacağını tahmin etmişim. Ben de yanılmışım. Demek ki bana göre “Cumhurbaşkanlığımız çantada keklik” diyen %’8’lik bir kesim de sandığa gitmemiş.

İster kabul edersiniz ister etmezsiniz.

Bu da beş!

İnsanlarımızın, Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AK Parti’nin arkasında koşmalarının nedenlerine baktığınızda, o insanların birçokları, bu güne kadar önemsemişler, küçümsenmişler ve tepeden bakılmışlar ki; Kendilerini o saflarda mutlu hissettiklerinden dolayı olsa gerek, oraya oy vermişler.

Hiçbir kimse diğerine küfretmesin, ola ki, diğerleri de size küfrederler. Herkes sakin olsun. Ve dün konuşulan acı sözler, bu güne taşınmasın. Hepimizin huzura ve iyi imkânlara ihtiyacımız var. Bunu da sağlayacak olan Hükümet ve en çokta onları yönetecek Cumhurbaşkanı’dır.

Ben genellikle yazılarımı yazarken her yazarın bakmadığı köşelerden bakmaya çalışarak yazıyorum.

Saygılarımla…

Önceki ve Sonraki Yazılar