İŞSİZLİK Mİ? İŞ BEĞENMEZLİK Mİ?

Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse, Michelangelo’nun resim yaptığı, Beethoven’in beste yaptığı veya Shakespeare’in şiir yazdığı gibi süpürün.

 O kadar güzel süpürün ki gökteki ve yerdeki herkes durup ’Burada işini çok iyi yapan, dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş’ desin.   Martin Luther  KING

 ‘Benim oğlana en iyisinden cep telefonu aldık, bilgisayar aldık, her istediğini aldık okulunu bitirdi ama işsiz.’

 ‘Ben kızıma şimdiye kadar ev işi bile yaptırmadım. Okusun meslek sahibi olsun diye. Okulunu bitirdi ama iki yıldır işsiz.’

 ‘Ben ezildim evladım ezilmesin dedim. Ben okuyamadım evladım okusun dedim. Tarlada bahçede hiç çalıştırmadım. Hep eşim ve kendim çalıştık. Maalesef bizim evlat hala bir iş sahibi olamadı’

 ‘Benim yeğen iyi top oynardı, babasının durumu da yoktu. Spor Lisesi'nde ve Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu’nda ben okuttum.  Okulu bitirdi işsiz.’

 ‘Ben araba tamircisiyim oğlumu iyi bir usta olarak yetiştirecektim. Ama annesine söz geçiremedim. Bu çocuk okuyacak dedi kamu yönetimini bitirdi. İyi puan alamadığı için işsiz. Bugün evlense evinin musluğunu bile tamir edemez.’

 Bu verdiğim örneklerin benzerlerini,  sizlerin de duyduğunuzu hatta yaşadığınızı biliyorum.

 

 Ya arkadaş,

 

Yarın bir gazete alın, sayfa sayfa ELEMAN ARANIYOR ilanları…

 Veteriner hekimden mühendise, kaynakçıdan işçiye kadar birçok kurum ve kuruluş tarafından eleman aranıyor.

 Siyasi İktidar ‘ işsizliği en az seviyeye indirdik daha da azaltacağız’ diyor.

 Muhalefet parti sözcüleri de işsizlik büyük sorun deyip,  işsizliği ortadan kaldırmak için vaadlerde bulunuyorlar.

 Sizce Türkiye’de sorun işsizlik mi iş beğenmezlik mi?

 Marangozdan terziye, çiftçiden lokantacıya kadar herkes kalifiye eleman olmamasından şikâyetçi.

 Nazilli’de eski devlet hastanesi yolunda ayakkabı tamircisi can dostum bir abim var,

 

 

‘ Ya Şenol Hoca,

 Bir tane çocuk bulamıyorum çalışacak.

Ben kendi işimi görüyorum ancak meslek körelecek, diğer nesiller ayakkabılarını tamir ettirecek birilerini bulamayacak ben ondan korkuyorum’  diyor.

 Geçtiğimiz yıl görev icabı gittiğim Gaziantep’te bakırcılar çarşısını ziyaret etmiştim.

 

Bakırcı ustası dostum Beyhan Bey,

 İŞ-KUR destekli proje ile devletin, bakırcılık mesleğini öğrenmek için açılan kursta kursiyerlere günlük bir miktar para vermesine karşın,  yeni neslin bu mesleğe ilgisi olmadığından şikayetçiydi.

 Her şeyden önce, hepimiz öz eleştiri yapmalıyız.

Şapkamızı çıkarıp bir düşünmeliyiz arkadaş,

 Yeni nesil yanlış mı yetişiyor,

 Bizler bir yerde hata mı yapıyoruz?

 Birileri hemen gardını alıp ‘bu hükümetin suçu’ demeye hazırlanıyor belki, ama haksızlık etmeyelim.

 Bu, sadece Aydın’da Nazilli’de yada ülkemizde de değil.

 Tüm dünyada gözle görülür bir kültür yozlaşması yaşanıyor.

 Bizler, çocuklarımız okullarda okurken, Hababam Sınıfı örneğinde olduğu gibi sadece para gönderip okulu bitirmelerini mi bekledik çocuklarımızın?

 Onlara dilimiz döndüğü kadar öz kültürümüzden zaman zaman bahsettik mi?

 Demirciliğin, marangozluğun ya da araba tamirciliğinin de dünyamız için çok gerekli meslekler olduğunu onlara çocuk yaşta öğretebildik mi?

 

***

Herkes tabi ki, şu anda herkes için şartları uygun olan devlet kapısında iş istiyor.

Bunun için geçilmesi gereken büyük bir sınav var.

 Bu sınavda başarılı olanlar zaten muradına ermiş oluyor.

 

Ya diğerleri?

 

Ya siz üniversitede okuyan genç bayanlar , yakışıklı delikanlılar, yaklaşık dört yıllık eğitim sürenizce meslek kariyeriniz için okuldan ayrı kendinizi ne kadar geliştirdiniz?

  Yabancı dil eğitimine ne kadar önem verdiniz?

 Tamam, her şey bütçe meselesi ancak,

 Örneğin okulunuza Erasmus eğitim programıyla gelmiş olan, yabancı uyruklu öğrencilerle tanışıp, zayıf olan İngilizce'nizi pratik yaparak geliştirmeye çalıştınız mı?

 Okul boyunca kendi mesleğinizle ilgili bir gelişme kaydede bildiniz mi?

 Örneğin, Nazilli’de İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi var.

 Dünya ekonomisi üzerine uzmanlaşmış,

 Kendini iyi ifade edebilen,

 İngilizce’yi iyi seviyede konuşa bilen

 Birçok seminerleri başarıyla tamamlayıp, yaz aylarında mesleği ile ilgili gönüllü ya da harçlık alarak staj eğitimi görmüş bir iktisat bölümü mezunu gencin, ülkemizde veya yurtdışında işsiz kalma ihtimali tahmin edersiniz ki yoktur.

 Gençliğin temel hedefi:

  Kendine uygun iş aramak yerine, kendini işe uygun hale getirmek olmalıdır.

 

 Eleştirmek kolay.

 Herkes eleştirir.

 Önemli olan empati yapmak,

 Çıkarsızlıklara çare aramaktır.

 Öneriler sunabilmektir.

 

Sözün özü :

 

Türkiye genç nüfusa sahip bir ülke, özel sektörün de geleceği parlak.

 Haydi gençler

 Gelecek sizsiniz

 Yetiştirin kendinizi

 Yarınlarımız İÇİN

 Yarınlarınız İÇİN

 

Saygılarımla…

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.