12 yaşında çırak olarak bu işe başladığını belirten Cemal Ceyhan, İstanbul Kapalı Çarşı'da Sadekar ustası Sahak Demirciyan, Sadekar ve taş işleme (mıhlama) ustası Nezaret Şahin’in yanında öğrendiğini söyledi.

Söke’ye 6 ay önce geldiğini ve altına rağbetin olduğunu görerek atölye açtığını belirten Cemal Ceyhan, “12 yaşında başladığım bu işte uzun yıllar emek harcayarak ustalaştım. İstanbul, Antalya, Kuşadası gibi turizm bölgelerinde mesleğimi icra ettim. Selçuk ve Kuşadası’nda düzenlenen Lapis Shophing Senter’da 12 sene atölye ustabaşı olarak çalıştım. Çocukluktan beri bu işin içinde olduğum için ve ustalarımın verdiği eğitimin sağlam olmasından dolayı altına artık çok kolay şekil verebiliyorum. Ustalarım gibi ben de fotoğraftan yüzük, küpe gibi ziynetleri çıkartabiliyorum” dedi.

MESLEĞİNİ OĞLUNA AŞILIYOR

Söke’de kuyumcunun fazla, fakat tamircinin az olduğunu söyleyen Ceyhan, “Çocuklarımın okulu gereği Selçuk’ta oturuyorum. Söke’de ise yaz aylarında en büyük oğlum Erk Ceyhan (15), ile birlikte çalışıyoruz. Nişan yüzüklerine isim yazdırmak isteyen müşterilerimizle ilgileniyor. Ben de isim kolye, tamir işleri gibi incelik ve ustalık isteyen ilerle ilgileniyorum. Bu şekilde kendi oğlumu yetiştirerek mesleğimi ona aşılıyorum” diye konuştu.

“NERDE O ESKİ BABALAR”

Çırak yetiştirmesi zor olan ve yok olmaya yüz tutan meslekler arasında yer alan altın işleme sanatının çok güzel gelir kaynağı olduğunu belirten Ceyhan, “Çırak yetiştirmek çok zor. Günümüzde bu işi öğrenmeye ve ileride mesleği olarak gören kimse yok. Oğlunu ‘senin yanında çalışsın’ diyerek getiren babalar, ‘Kaç para maaş vereceksin?, sigortası olacak mı?’ diye soruyor. Babam beni ustalarımın yanına götürdüğünde ‘Eti sizin, kemiği benim! Bu işi oğluma öğretin' demişti" ifadelerini kullandı.