Meme Estetiğini En Çok Orta Yaş Grubu Tercih Ediyor

Meme Estetiğini En Çok Orta Yaş Grubu Tercih Ediyor

Acıbadem Ankara Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Can Öztekin, hamilelik ve emzirme sürecinde anne ve bebek sağlığı için önemli olduğunu fakat memeye olumsuz etkileri olan...

Acıbadem Ankara Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Can Öztekin, hamilelik ve emzirme sürecinde anne ve bebek sağlığı için önemli olduğunu fakat memeye olumsuz etkileri olan bir süreç olduğunu belirterek, “Emzirme dönemi herkesin yapısal durumuna göre farklı etkilendiği bir zaman dilimidir. Silikon ile yapılan meme büyütme, emzirme döneminde çok önemli bir yapısal destek olup, kadına bu dönemde avantaj sağlar” dedi.

Burun estetiği ve liposuction ile birlikte meme estetiği de en sık yapılan ameliyatlar arasında yer alıyor. Meme büyütme, meme dikleştirme ve meme küçültme ameliyatları hakkında bilgiler veren Acıbadem Ankara Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Can Öztekin, meme estetiği operasyonuyla ilgili en çok merak edilen soruları yanıtladı.

Meme estetiği operasyonlarını 18 yaşını yapıldığını, hatta jüvenil meme hipertrofisi denilen, ergenlikte başlayan ve dev meme ile ortaya çıkan özel durumda daha küçük yaşlarda bile yapıla bileceğini ifade eden Öztekin, “Henüz zihninde evlilik düşüncesi bile olmayan genç kızlara bu ameliyatları yapabilmemin nedeni, ileride kesinlikle bu tarz sorunlarla karşılaşmayacak olmalarını garanti edebilmemdir. Tecrübemle, her hastaya göre yaptığım özel planlama ve teknik seçimi ile meme büyütme ve dikleştirmenin yanı sıra meme küçültme ameliyatlarında bile böylesi bir sorun yaşanmıyor” dedi.

“ORTA YAŞ GRUBU DAHA FAZLA”

Öztekin, meme büyütme ameliyatlarının daha çok genç ve orta yaş grubuna yaptığını anlattı.

Hastaların çoğunluğunu 2 grup oluşturduğunu bunlardan birincisinin, emzirme dönemi sonrası memesinin içi boşalmış ve eski diriliğine kavuşmak isteyen hastalardan olduğunu kaydeden Öztekin, “İkinci grup ise zaten meme boyutları istenilen ölçülerde olmayan kadınlardır. Meme dikleştirme ve küçültme ameliyatlarının dağılımı ise ileri yaşları da içine alacak şekilde neredeyse her yaş grubunu içeriyor. Yine de orta yaş grubunun daha fazla olduğunu söyleyebilirim” diye konuştu.

“BOYU UZADIKÇA DAHA BÜYÜK GÖĞÜSLERİ DAHA KÜÇÜK GİBİ TAŞIR”

Meme şekillendirilmesini Hastanın arzusuna ve vücut ölçülerine göre belirlediğini ifade eden Öztekin, şunları kaydetti:

“Meme estetiğindeki anahtar kelime ‘’orantı’’dır. Meme vücut ile orantılı olmalıdır. Ayrıca şekli çok çekici ve birbirine simetrisi tam olmalıdır. Bu amaca ulaşmak için bazı hastalarda büyütmek, bazı hastalarda küçültmek, bazı hastalarda ise sadece dikleştirmek yeterli olabilir.

Teknik anlamda ise kişinin boyu uzadıkça ve omuzları genişledikçe daha büyük göğüsleri daha küçük gibi taşır. Bunun yanında hastanın zayıflığı, şişmanlığı, göğüs duvarına ait ölçümler gibi daha teknik ayrıntılar da mevcut. Ancak her şeyden önemlisi, hastamı tam olarak dinliyor ve isteğini anlıyorum. Sonrasında ise tecrübemle hastamı doğru yönlendiriyor ve ne yapılacağı konusunda mutlak uzlaşma sağlıyorum. Bu, ameliyat sürecindeki en önemli aşamayı oluşturuyor.”

“MEMEYE OLUMSUZ ETKİLERİ OLAN BİR SÜREÇTİR”

Kadının sahip olduğu memenin büyüklüğü önlemli olduğunu, meme büyüdükçe daha çok sarkacağını sözlerine ekleyen Öztekin, “Bu güce karşı koyabilen doğru sutyen kullanımı da aynı sebeple çok önemlidir. Bunun yanında hamilelik ve emzirme süreci tabi ki anne ve bebek sağlığı için çok önemli, fakat memeyi olumsuz etkileri olan bir süreçtir. Emzirme dönemi herkesin yapısal durumuna göre farklı etkilendiği bir zaman dilimidir. Silikon ile yapılan meme büyütme, emzirme döneminde çok önemli bir yapısal destek olup, kadına bu dönemde avantaj sağlar. Bir başka meme sarkmasına yol açan önemli bir olgu ise, özellikle kısa sürede verilip alınan kilolardır. Tekrarlayan bu süreçler yüzde ve memede ciddi sarkıklıklara yol açar” ifadelerini kullandı.

“MEME KÜÇÜLTME AMELİYATI, AYNI ZAMANDA BİR MEME DİKLEŞTİRME AMELİYATIDIR”

Öztekin, meme dolgunluğunun, sertliğinin ve boyutunun yeterli bir kadında, kişiye özel teknik seçimiyle planlanmış mastopeksi operasyonun yeterli olacağının altını çizdi.

Boyut, dolgunluk ve sertliği yeterli olmayan bir memede silikonla desteklemeyi tercih edebileceğini sözlerine ekleyen Öztekin, “Bunun yanında her meme küçültme ameliyatı, aynı zamanda bir meme dikleştirme ameliyatıdır. Yani gereklilik durumuna göre memeyi dikleştirirken aynı zamanda küçültmek veya büyültmek de mümkün oluyor. Benim yaptığım meme estetiklerinde kadınların iyileşme dönemlerinde yaşadıkları ortaktır. Hastalarımın tümü ameliyattan üç saat sonra yemeğini yemiş, tüm ameliyat sersemliğini üzerinden atmış bir şekilde ayakta olur. Önlem olarak ise bir gece hastanede kalmalarını istiyorum. Meme küçültmeler de dahil olmak üzere hiçbir meme estetiğinde diren koymuyorum. Çünkü yaptığım ameliyatların özelliği olarak diren koymama gerek kalmıyor. Hastalar küçük bir pansuman, üzerinde tıbbi sutyen ve diren olmaksızın uyanıyorlar. İlk gün dahil hiçbir zorunlu yatış pozisyonu veya sarıp sarmalamalar olmuyor. Ciddi ağır kaldırmak dışında günlük hayatını etkileyecek hiçbir yasağım yoktur. Meme estetiği yaptığım hastaların tümü ertesi gün işine gücüne gidebilecek kadar rahat oluyor” dedi.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.