“NAZİLLİ DEPREMİ KAYITLARDA YOK”

“NAZİLLİ DEPREMİ KAYITLARDA YOK”

Buharkent’te yaşayan Bülent Saran (62) Maden Teknik Arama’da (MTA) 11 yıl teknik personel olarak çalıştığını dile getirerek, "Yaptığım araştırmalar sonucu 14 yıl içerisinde Buharkent bölgesinde büyük deprem yaşanacak" dedi.

Buharkent’te esnaflık yapan Bülent Saran, 1978 ile 1989 yılları arası İzmir MTA’da teknik personeli olarak çalıştıktan sonra emekli olup, ilçede esnaflık yapmaya başladığını söyledi. Kökenini merak ettiği için aile tarihçesini araştırarak elde ettiği bilgileri kitaplaştırdığını belirten Bülent Saran, ilçede en son büyük depremin 1989 yılında yaşandığını ifade etti.

“NAZİLLİ DEPREMİ KAYITLARDA YOK”

Aile geçmişinin 1800’lü yıllardan başlayıp 1914 yılına kadar olan bölümünü kitaplaştıran Saran, kitabında yaşanan büyük depremin hikayesine de yer verdi. Büyük depremlerin 100 ile 130 yıl arasında yaşandığını iddia eden Saran, şöyle konuştu:

“Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Bölümü’nden bir profesör ile bir doçentin Buharkent’e gelerek bana ilk ‘Sen bu kitabı nasıl yazarsın? Sen ne mezunusun?’ diye sordular. Sanat enstitüsü mezunu olduğumu ve Maden Teknik Aramada (MTA) çalışarak emekli olduğumu söyledim. Tabii bu arada defalarca, ‘suç mu işledim’ diye sordum. Daha sonra Aydın, Denizli ve Buharkent’in büyük deprem tarihçesini bildikleri, fakat Nazilli’nin büyük deprem tarihçesini ulaşamadıklarını söylediler. Benden bu konuda yardım istediler. Birlikte çıkarak uzun süre bu bölge araştırma yaptık, ama bir kanıt ve ipucu bulamadık. Nazilli Belediyesi de bu bilgiyi temin edemediği için Buharkent’in 1899 yılında olan büyük deprem tarihçesini, Nazilli’nin büyük deprem tarihçesi olarak kayıtlara geçmiş.

“DENİZLİ DEPREMLERİNİ HİSSEDERDİK”

Büyük depremlerin tarihçeleri araştırıldığında söylediklerinin kanıtlandığını, 14 yıl içerisinde büyük deprem olacağını, amacının felaket tellallığı olmadığını belirten Bülent Saran, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Benim deprem konusunda söylediklerim uzmanlar tarafından da kabul edilmektedir. 116 yıl önce olan deprem herkesin dışarıda olduğu ve öğle saatlerinde meydana gelmiştir. Şuan ki nüfusumuz o döneme göre kat kat fazla. Amacım bu bilinçle hareket edilerek tüm kurum ve kuruluşların tedbir alması, yaşanabilecek felaketin en az zararla atlatılmasıdır. Biz, Buharkent’te 1967 yılına kadar, Denizli’de yaşanan artçı depremleri bile hissederdik. Fakat o yıllardan sonra açılan jeotermal kuyuları nedeniyle bu depremleri artık hissetmiyoruz. Denizli ile bizim fay hatları birbirine yatay ve dikey olarak birleşiyor. Bu nedenle Denizli’de yaşanan depremleri hissetmememizin nedeni ve bu bölgede açılan jeotermal kuyuların yararımı var, yoksa zararımı? Bu konuda bir profesörümüz öğrencilerine tez konusu olarak verdi. Bunun sonucunu bende merakla bekliyorum.”

İkinci kitabının hazırlık aşamasında olduğunu, tarihçenin kolay elde edilmediğini kaydeden Saran, özellikle genç neslin günlük tutarak yaşadıklarını yazmasını önerdi. 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.