Nazilli'de yüz yıllık dede mesleği

Nazilli'de yüz yıllık dede mesleği

Nazilli’de yüz yıllık dede mesleği olan aktarlığı 5’inci kuşak olarak sürdüren Selahattin Aksoy, “Çocukluğumdan beri bu işin içindeyim. Ömrüm sürene kadar aile mesleğimizi devam ettireceğim” dedi.

Çocukluk yıllarından itibaren dedesinden ve babasından aktarlık mesleğini öğrenen 35 yaşındaki Selahattin Aksoy, 5’inci kuşak olarak mesleği devam ettiriyor. Büyük dedesinin kayınpederinden öğrendiği mesleği dedesine öğretmesi ile birlikte aktarlığın aile meslekleri olduğunu ifade eden Aksoy, “20 yıldır bu mesleğin içindeyim. 12 yaşında mesleğe başladım. 35 yaşındayım ve Allah uzun ömür verdikçe mesleğe devam edeceğim. Bize aktarlık büyük dedemin kayınpederinden mesleği öğrenmesi ile geçmiş. Büyük dedemin kayınpederi sana kızımı vereyim, evde var, işte var diyor. Ardından Karacasu’ya dedemi yanına alıyor derken mesleği öğretiyor. Büyük dedem ardından Bozdoğan’a geri göçüyor ve dedemler dünyaya geliyor. Aktarlığın bizde parladığı dönem büyük dedemin dönemidir.

Bozdoğan’da babam yıllarca aktarlık yaptı. Ardından iki bin yılında Nazilli’ye Sobacılar çarşısına geldik. Benim ustalarım babam ve dedemdir. Dedem zamanında küçük olduğumdan sadece işin havasını solumam istenmiş. Sömestr aralarında ve yaz tatillerinde dedem ve babam ilaç yapardı bende onları izlerdim” dedi.

“MESLEK İTİBAR KAYBETTİK”

Aktarlık mesleğinin eskiye göre farklı olduğunu kaydeden Aksoy, “Televizyonlarda bazı şarlatanların anlattığı yalan yanlış şeylere insanlarımız fazla itibar etmesin. Bu tarz insanlar mesleğin ağırlığını zedeledi. Eskiye göre saygınlığımız azaldı. Parayla televizyonlara çıkartılan sahte doktorlar mesleğe zarar verdi. Mesleğimizde bazı şeyler fazla abartılıyor medya yoluyla. İnsanlarımız kullandığı ürünlerde beklentilerini karşılamayınca mesleğe karşı güveni azalıyor. Modern Tıp ile alternatif tıbbın arasındaki farkı insanlarımızın iyi kavraması gerekir. Örneğin kansızlığı olan bir hasta doktora gider kan yapıcı ilaç verilir ve bize de gelir ekstradan bir şey alır. Bu demek değil ki bizde ki ürün eczaneden alınan ilaca karşılık değildir.

“YAĞ YAKICI DİYE BİR ŞEY YOK”

İnsanların sadece bitkisel ürünler kullanarak zayıflamasının imkansız olduğunu ifade eden Aksoy, “Yağ yakıcı diye bir şey yoktur, olsaydı Türkiye’de hiçbir baharatçı kilo olmazdı. Öyle olsaydı ilk bu ürünleri kendimiz kullanırdık. Kendi yağlarımızı kendimiz eritirdik. Bu mesleği yapıp kilolu olan onlarca meslektaşımız var. Spor olmadan, egzersiz yapmadan ve yediğine içtiğine dikkat etmeden kilo veremezsin. İnsanın en iyi yardımcısı kendisidir” diye konuştu. 

HABER: ENGİN KOCAMAN

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.