Önce Oğlundan Sonra Torunlarından Oldu

Önce Oğlundan Sonra Torunlarından Oldu

Soma’da yaşanan maden faciasında oğlu İsmail Coşkun’u kaybeden Sevim Coşkun, evlat acısının üstüne bir de torun acısı yaşadı. Gelini H.C.’nin, gelen yardım paraları ile iki torununu alarak gittiğini v...

Soma’da yaşanan maden faciasında oğlu İsmail Coşkun’u kaybeden Sevim Coşkun, evlat acısının üstüne bir de torun acısı yaşadı. Gelini H.C.’nin, gelen yardım paraları ile iki torununu alarak gittiğini ve çocukları göremediğini söyleyen acılı anne, torunlarını görmek ve hayatta kalan diğer oğluna bir iş verilmesini istediğini anlattı.

Manisa’nın Soma ilçesinde, geçen yıl yaşanan maden faciasında 301 işçi hayatını kaybetti. Ölen işçilerin büyük çoğu ilk günler teşhis edilerek defnedilirken, Coşkun ailesi cenazelerini facianın 5. günü alabildi. Oğlu DNA yoluyla teşhis edilen anne Sevim Coşkun, kendini torunlarıyla avutmaya başladı. Şuan 2,5 yaşında olan Halil Mert ve 1 yaşındaki İsmail Berkay’a gözü gibi bakan anne Sevim Coşkun, gelini H.C’nin yaklaşık üç aydır torunlarını göstermediğini, AFAD ve çevresinden gelen 240 bin liralık yardımı alarak gittiğini söyledi. Oğlundan geriye kalan iki torununu çok özlediğini ve onları görmek istediğini ifade eden anne, hayatta kalan diğer oğlu Recep Coşkun’a da bir iş verilmesi çağrısında bulundu.

“GELİNİM ÇOCUKLARI GÖSTERMEDİ”

Akhisar’da görülen Soma davasında gelininin torunlarının yüzünü kapatarak kendisine göstermediğini kaydeden anne Sevim Coşkun, geliniyle önceleri hiçbir sorunu olmadığını belirterek, “Mahkemede gelinim çocukların yüzünü kapattı bana göstermedi. Avukatlar hak talep edemeyeceğimizi söyledi. Gelinin ağabeyleri eroin bağımlısı ama hiçbir şey yapamayacağımızı söylediler. Bu acıların üstüne yüksekten düştüm. O halimle torunlarıma baktım ama gelinim çocukları göstermiyor” dedi.

“HEP RÜYAMDA GÖRÜYORUM”

Anneler Günü’nü kimsenin kutlamadığını, rüyasında hep oğlunu gördüğünü söyleyen anne Coşkun, “Rüyamda görüyorum. ‘Anne çocuklarım sana emanet’ diyor. Ben bir anneyim. Unutamam. Gözümün önünde devamlı camdan gülerek geliyor. ‘Anne çocuklarım’ diyor. Benim bir yılım ağlamakla geçti. Hayatta olan diğer oğlum için iş istiyoruz ve çocuklarımızı görmek istiyoruz. Oğluma iş versinler para istemiyoruz. Para zaten gitti” diye konuştu.

“ERZAK DEĞİL İŞ İSTİYORUM”

Kazadan önce ağabeyiyle aynı madende çalışan ancak çalışma koşulları nedeniyle işten ayrıldığını söyleyen İsmail Coşkun’un kardeşi Recep Coşkun da şöyle konuştu: “Verilen söz tutulmadı. Gitmediğim yer kalmadı. ‘Erzak mı istiyorsun?’ diyorlar. Ben erzak, para istemiyorum. Kendi paramı kendim kazanmak istiyorum. Bir de üstüne yeğenlerimi göremiyorum. Elimiz kolumuz bağlı. Ağabeyimi kaybettik, çocuklarla avunuyorduk. Evde duramıyorum. Uykularım kaçıyor. Çocuklar ve ağabeyim rüyama giriyor. Ailem çok zor durumda. Babamın geliri yok. Geçici işte çalışıyorum ve o para yetmiyor. Gelen yardımları gelin aldı gitti. Biz para pul istemedik. Biz sadece iş ve çocukları istedik.”

“İŞÇİYİ ÇAVUŞA DÖVDÜRTÜYORDU”

Madendeki koşulları anlatan Recep Coşkun, vardiya amiri İsmail A’nın işçilere baskı yaptığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Ağabeyim madende çalışmamı istiyordu ama ben madenden soğumuştum. ‘Ben çamurlu para, çamurlu ekmek yemek istemiyorum. Diri diri ölüme gitmek istemiyorum’ dedim. İsmail A’nın işçi sakız çiğniyor diye o işçiyi çavuşa dövdürdüğünü gördüm. ‘Kalbiniz dursun bant durmasın’ diyorlardı işçilere. Canımızı alıyorlardı. Zengine bir şey olmuyor. Minareyi çalan kılıfını hazırlar. Olan garibana oluyor. Ben iki lirayı başkasından alıyorum. Zoruma gitti. Oturup ağlayacaktım. Kardeşimin mezarına gidince ağlayıp ağlayıp geri dönüyorum. Ben dilenci değilim, sadaka istemiyorum. Kendi paramı kendim kazanmak istiyorum.”

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.