Ortak Kader ve Hedef Belirleme

Elbette herkesin kaderi, kendisine hastır. İnsanların seçimleri, olaylara yaklaşım şekli kendi bilinç süzgecinden geçer ve hayatını ona göre yön verir. Son dört aydır yaşadıklarımıza bakınca bu durumun pek de düşündüğümüz gibi olamadığını değişkenlik gösterebileceğini iliklerimize kadar hissederek yaşadık ve öğrendik. Virüs nedeniyle örgün eğitime ara verilmesi yarış atından farksız olan çocuklarımızın ve gençlerimizin çalışma planlarını sekteye uğrattı. Bu yüzden de YKS sonuçları ortak kaderinizdir gençler! Ne bu durumun arkasına sığının ne de bu durumun sizi getirdiği noktaya bakıp kendinize hayatı zehredin. Bazı şeyleri kontrol edemediğimizi ve hayatın kendi döngüsü içinde, kendi planlarını yapmaya devam ettiğini yaşadıklarımızla öğrendik ve öğrenmeye devam ediyoruz. Abbas Güçlü Hocam YKS hakkındaki yazısında "Su akar yolunu bulur" demiş. Okumayanlara tavsiye ederim. Çünkü girdiğiniz bu sınavların hiçbiri sizlerin yeteneklerini, becerilerini keşfetmeye yönelik değil. Bu yirmi yıl öncede böyleydi. Eğer sizler ve bizler bunu değiştirecek adımları atamazsak yirmi yıl sonrada aynı olacak. Örneğin ben üniversitede yerel yönetimler okuduktan sonra bir süre hukuk eğitimi aldım. Daha sonra sağlıkla ilgili eğitimlere katılıp yeterlilik belgesi aldım. Şu an sağlık sektöründe çalışıyorum ve işimi çok seviyorum. Buna ek olarak gazetede köşe yazıyorum. Ayrıca Yaşam koçluğu ve İlişki danışmanlığı yapıyorum. Yapmakta olduğum tüm meslekleri severek yapıyorum. Ne var ki 18 yaşındayken tüm bu iş kollarını severek ve ilgiyle yapacağımı bilmiyordum. Okumayı ve yazmayı çok küçük yaşlardan bu yana seven ben asla olması gerektiği gibi yönlendirilmemiş ve eğitim hayatım boyunca beni dahil ettikleri hiçbir ders hiçbir sınav bunu fark etmemi sağlamamıştı. Eğitim sistemimiz üzerine saatlerce yazsak bugün yaşadıklarınızı değiştirip sizlerin sistemden kaynaklı gelecek kaygınızı dindiremeyiz ama neyi değiştirebiliriz onu anlatayım. 

Alice Harikalar Diyarında'yı hepiniz bilirsiniz. Alice ormanda yolunu kaybetmiş bir şekilde yürürken karşısına bir kedi çıkar ve ona bu yolun nereye gittiğini sorar. Kedi sen nereye gitmek istiyorsun diye sorar. Alice düşünür, benim için fark etmez der. Bunun üzerine kedi o zaman bu yolun nereye gittiğinin ne önemi var ki diye sorar. Varacak bir yeriniz yoksa gençler tüm gidişler bir kaçıştır aslında. Eğer nereye gideceğimizi gerçekten bilmiyorsak. Eğer gitmek istediğimiz noktaya dair net bir vizyonumuz yoksa verdiğimiz çabaların yürüyüşümüzün, sarf ettiğimiz eforumuzun hiçbir anlamı olmayacaktır. 

Son birkaç gündür sınavla ilgili gençlerimle yaptığım görüşmelerde beş tanesinden dört tanesi neyi tercih etmek istediğini bilmiyor. Birlikte uzun uzun düşünüp fikirler üretmeye çalışıyoruz. Bazı kararsızlıklara düşmek elbette çok doğal. Ve bu kararsızlığın yaşanıyor olmasında sistemin %50 payı var. Geriye kalan %50 ise hayal kurmayı kurdukları hayalin peşinden gitmeyi öğretemediğimiz siz gençlerimiz varsınız. Her şeye vakit bulan sizler düşünmek için verimli bir zaman ayırmıyorsunuz. Net bir hedef belirlemeden yaptığınız seçimler sonrasında ya üniversiteyi 2. Sınıfa kadar okuyup sonra arkanıza bile bakmadan okulu bırakıp yeniden sınava giriyorsunuz. Ya da tamamlasanız bile mutsuz bir iş hayatının içinde buluyorsunuz kendinizi. Elbette karar vermemize engel olabilen bazen duygusal bazen maddi sıkıntılarda olabiliyor. "Neden ben sorusu bugüne kadar cevap bulabilmiş bir soru değildir. Bunu sormaktan vazgeçtiğinizde bakış açınızın da değişmeye başladığını fark edeceksiniz. Kimseyi suçlamayın suçlamak size sadece zaman kaybettirir. Geçmişi değiştiremezsiniz ama geleceği şekillendirebilirsiniz. Bunun için hala çok zamanınız var. Herkes her şeyi konuşur en yakınlarınız bile onlar on beş dakika konuşacak diye siz önünüzde duran kırk yılı elli yılı hedefleriniz arasında hiç olmaması gereken bir şeyi yaşayarak geçirmeyin. Kolayına kaçmayın. Hedeflerinizi planlarken hayatın gerçeklerine arkanıza dönmeyin. Artık çocuk değilsiniz seçimlerinizin içinde mantık barınsın. O zekaya sahip olduğunuzu hepimiz biliyoruz. 

Şunu unutmayın hedefi olmayan insanın yaşama sevinci de olmaz. Özgüveni kaybolmuştur. Ve motivasyonu her an düşüktür. Eğer belirlediğiniz bir hedefiniz varsa siz eğlenirken, spor yaparken, yemek yerken bile zihninizin arka planında programlama yapan yeni fikirler üreten sistemli bir zihniniz olur. Bu sayede potansiyeliniz her an güçlenmeye devam eder. Motivasyonunuzu kaybetseniz bile bu sadece anlık olarak yaşanır. En kısa sürede kendinizi nasıl toparlayacağınızı bilirsiniz. Belirsizlik kadar insanın ruhunu sıkan bir başka şey yoktur. 

Hedef ile heves arasındaki farkı iyi bilmek gerekir. Heveslerimiz karşılaştığımız güçlükler karşısında erir ve yok olur. Direnç göstermekten yoksundur. Hedefse zihninizde çok daha sağlam dayanaklara sahip olarak yerini aldığı için onu çürütmek için karşısına çıkan tüm aksi fikirleri ve zorlukları yenersiniz. Kendinize şu soruyu sorun milli piyangodan büyük ikramiyeyi kazandığınızı varsayın. O paraya sahip olmuş olmanız kendinize hedef diye belirlediğiniz şeyde değişiklikler yapmanıza neden oluyorsa ya da ondan vazgeçebiliyorsanız o sizin için hiçbir zaman hedef olmamış heves olmuştur. Bunun yanı sıra kazanılmış o yüklü paraya rağmen hedefim dediğiniz şeyden dönmüyorsanız hatta bu parayı o hedef için kullanmaktan vazgeçmiyor iseniz artık yol haritanız hazır ve yürümeye başlayabilirsiniz demektir.

Bazen bu soruya hedefim dediği şeyi orada bırakıp "Artık neden bir şeyleri elde etmek için çabalayayım ki nasılsa çok param var" diyen gençlerim de olabiliyor. Bende onların gözlerinin içine bakıp "O zaman senin yaşamak için bir amacım yok, oldurmak istediğin bir sen yok içinde" diyerek cevap veriyorum. Çünkü para sahip olmak istediğimiz şeyin kendisi değil, sahip olmak istediğimiz şeyler için araç olmak zorundadır. Kimse milyon dolarları karşısına alıp oturtmaz. Bazen kötülük için bazen iyilik için bazende olmak istediğimiz şey için araç olarak kullanılır. Asla olmuş olmanız için yeterli değildir. Farkındaysanız dünya halklarının bazı ortak kaderleri yaşıyor olmasının nedeni zengin ama eğitilmemiş, zengin ama yeterlilik seviyesine ulaşmamış, zengin ama hayatın güçlükleri içinde yoğurulmamış kişilerin karar mercine sahip olmuş olması değil mi? 

Gözlerinizi kapatın ve 5 yıl sonra kendinizi görmek istediğiniz yeri hayal edin. Bu hayali yalnızca bir yaka kartı olarak düşünmeyin. Tüm ana hatları dahil ederek düşünün. Eğitimin size kattıklarına ek olarak siz bu eğitime neler katabilirsiniz onu hayal edin. Olmuş olmakla, olmak arasında çok keskin bir çizgi vardır. Siz dahil herkes o çizginin neresinde durduğunuzu görebilecektir. Orası sizi mutlu edecek bir konum değilse yeteri kadar hayal etmemiş yeteri kadar üzerine düşünmemişsinizdir. Tekrar söylüyorum; varacak bir yerin yoksa tüm gidişler bir kaçıştır. 

Mine Mulcar

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.