Manevi değerlere çok bağlı yetiştiğini ve ömrünün geri kalan kısmını da bu şekilde geçirmek istediğini anlatan Arıcı, "Bu köydeki medreselerde zamanında çok büyük alimler yetişmiş. Bu nedenle köyden ayrılmıyorum. Ömrüm yetene kadar hem tarihimize sahip çıkacağım hem de demircilik mesleğini sürdüreceğim." Dedi.

Arıcı, taş ve topraktan yaptığı tek gözlü atölyesinde çevre köylerden gelen siparişler üzerine balta, kazma, kürek ve satır üreterek geçimini sağladığını aktardı.

Ağabeyinden öğrendiği demircilik mesleğini sürdürdüğünü belirten Arıcı, "Allah'a çok şükür bugüne kadar kimse bizim yaptığımız ürünlerden şikayetçi olmadı. Çevre köylerden, Hizan'dan hatta Bahçesaray'dan bile malzemelerini yaptırmak için buraya geliyorlar." diye konuştu.

Hikmet Arıcı, kendisine sürekli, "Merkeze taşınıp daha çok imkanla ürünlerini yapıp satmak varken neden bu dağ başında tek başına kalıyorsun?" diye sorulduğunu aktararak, bir çok insanın köyün manevi değerini bilmediğini vurguladı.

Köyde elektrik olduğunu, su ihtiyacını kaynaktan karşıladığını anlatan Arıcı, zaman zaman da yakınlarının bulunduğu Doğancı köyü Kıran mezrasında zaman geçirdiğini ve yiyeceklerinin bir bölümünü buradan temin ettiğini söyledi.

Doğancı Köyü Muhtarı Nihat Gültekin de Arıcı'nın çevrede çok sevilen bir kişi olduğunu belirtti.

Zaman zaman Kıran mezrasına gelen Arıcı'nın buradaki hayvanlarının bakımını da yaptığını anlatan Gültekin, "Kendisine çevre köylerden demircilikle ilgili çok fazla sipariş gider. Çok çalışır. Ayrıca Tağ köyünü gezmek için gidenlerle de ilgilenir." dedi.

kaynak: AA