Efeler Girne Mahallesi’nde yaşayan ve 3 çocuk annesi olduğunu belirten Nurgül Avcu, kızı N.H. Avcu’nun evden ‘işe gidiyorum’ diye ayrıldıktan sonra bir daha eve dönmediğini belirtti. Daha önce kızına tehdit ve hakaretlerde bulunan erkek arkadaşı ile evlendiğini öğrenince dünyası karardığını belirten anne Avcu, kızı N.H.Avcu’nun bu evliliği sağlıklı bir evlilik olmadığını iddia etti.

“BEN AĞLAYARAK GERİ DÖNDÜM”

Eşini 1996 yılında trafik kazası sonucu kaybettiğini ve o günden buyana da 3 çocuğuna hem annelik hem de babalık yaptığını belirten Nurgül Avcu, aynı mahallede oturan A.K. tarafından kızının kaçırıldığını belirtti. Avcu, “Kızım 23 Aralık’ta evden ‘işe gidiyorum’ diye gitti ve akşam iş çıkışı saatinde ‘ben kaçtım ve nikahlandım’ dedi. O anda başımdan kaynar sular döküldü ve telefon kapandı. Telefonu 20 gün açılmadı. Araya insanlar koyduk, ailenin evine gittik. Bize orada olmadığını söylediler. Aradan bir ay daha geçti aramama rağmen yine yok, kayıp başvurusunda bulundum, savcılığa da gittim. Şikayetim üzerine telefon ile ulaşmaya çalışan görevliler de ulaşamadı. yapılan aramalar sonucu telefonu açmadılar. Komşuları araya koydum, nikahlandığı kişi ‘kesinlikle kızımı göndermeyeceğim’ dedi. Sonra kızımla sık sık telefonda görüşmeye başladık. 13 Şubat günü markete giderken evin bahçesinde oturan ailesine ‘kızımı özledim çağırır mısınız? Dedim. Kızım ile görüştük ‘anne seni çok seviyorum, benim kaderim buymuş’ dedi. Kardeşlerin çok özledi seni, eve gidelim izin al tekrar gelirsin dedim. Kızım elimi tutuyordu öyle dedim diye kocası, bütün ailesi, amcası, yeğenleri etrafımı sardı, kameraya çektiler. Bir yandan da kızımı evin içine götürüp sakladılar. İkimizde polis çağırdık, polisler aynı anda geldi. Polisler ‘kaç yaşındasın?’ diye sordular ve kızım ‘28 yaşındayım’ dedi. Çocuğum yüzüme bakamıyordu ve ‘anne başka şansım yok’ dedi. Ben ağlayarak geri döndüm” diye konuştu.

“KIZIM BÜYÜK İHTİMALLE BUNUN KORKUSU İLE ORADA DURUYOR”

Kızı N.H. Avcu’nun nikahlandığı kişi ile daha önce görüştüklerini ve kendisine tehdit ve hakaret ettiğini yeni öğrendiklerini belirten anne Avcu, “Kızım ile üniversite yıllarında görüşüyorlarmış. Sınavdan kızımı zorla sürükleyerek çıkarmış ve arkadaşları bu konuda ‘biz şahit oluruz’ dedi. Küfürlü mesajları var bana ve kızıma karşı. Kızım büyük ihtimalle bunun korkusu ile orada duruyor. Ama kızım evden gittiği kıyafetler ile duruyor. Bunda sevgi ve sahiplenme olsa istediğini alır. Kızımın maddi ve manevi bir özgürlüğü yok orada, psikolojik olarak çökmüş durumda. Kızımın can güvenliğinden endişe ediyorum. Kızım bizim ile görüşürken ya telefon elinden alınıyor ya da hoparlör açık olarak konuşturulmasına izin veriliyor. Benim kızım yüksek lisans öğrencisi ve ziraat mühendisliği mezunu. İngilizce sınavına girecekti, kursa gidecekti. Sınava girip girmediğini bilmiyorum. Kızımın ekonomik ve kültürel olarak da bu kişi ile anlaşacak bir yanı yok. Kadın cinayetlerinden dolayı geleceğinden endişe ediyorum. Eğitimini sürdüremeyecek, bir işe giremeyecek. Bütün aile aynı evde kalıyorlar, ayrı evde kalsalar iki kişi geçinip giderler” ifadelerini kullandı.

“BELKİ DE BİZİ KORUMAK AMACIYLA BUNA KATLANIYOR”

Kardeşinin ailesini korumak için bu zorlukları katlandığını ve hayatından da endişe ettiklerini belirten Nazan Avcu, “Nikahlandığı kişi kardeşimle ilkokulda aynı sınıf bulunuyorlar. 2013 yılında kardeşim sosyal medyadaki profil resmi fotosunu alıp kendi fotosu ile kolaj yapıyor. Kardeşime soruyoruz, ‘bilgim yok’ diyor. Bizde buna uyarı mesajı atıyoruz. Bu olayı o dönem kapatmıştık. Askerden geldikten sonra üniversite sınavına gireceği zaman sınıftan çekerek almış, yakın arkadaşları da yalnız bırakmamış. Sürükleyerek arabaya bindirmiş. Biz bu evliliği kabul etme yoluna gittik ama telefon ile bile bizi kardeşimle görüştürmediler, görüştürmemeye devam ediyorlar. Kardeşim yaşam tarzından dolayı devam edemeyeceğini de çok iyi biliyoruz. Kardeşime gönderdiği tehdit mesajları da elimizde. İletişim çağındayız, biz kardeşimiz ile görüşemiyorsak burada bir sıkıntı vardır. Nikah var ama nikah varken benim kardeşimin özgürlüğü kısıtlanıyor ise ben bunların altında başka şeylerin olduğunu düşünüyorum. Ayrıca kardeşimin başına bir şey gelirse bu kişilerin sorumlu tutulmasını istiyorum. Kardeşime yapılan baskıları gördüm, kılık kıyafetindeki baskılarını gördüm. Kardeşim eğitim ve iş hayatında da kısıtlama olacağını düşünüyorum. Kardeşimin biran önce psikolojik tedavi görmesini istiyoruz. Biz kayıp başvurusu yaptıktan sonra Efeler’de ikamet etmelerine rağmen Germencik Karakolunda ifade verilmiş. Kardeşim, ‘ben kendi isteğim ile buradayım’ demiş. Fakat bu kişi yanında olduğu için baskı ve korku altında söylediğini düşünüyoruz. Kardeşimin önceki durumu ile karşılaştırdığınızda zor durumda olduğunu fark edebiliyoruz. Belki de bizi korumak amacıyla buna katlanıyor” açıklamasında bulundu. (ERDAL AYDIN)