Mahsuller tarlada, çiftçiler darda kalıyor

Mahsuller tarlada, çiftçiler darda kalıyor

Çine’de mahsuller tarlalarda kaldı, pazar bulamayan çiftçiler ise dara düştü.

Geçinmek için toprağa gözü gibi bakan ancak emeğinin karşılığını alamayan çiftçiler, tarla ürünlerinden çok sera ürünlerinin görünüşüne aldandığını söyledikleri halka şöyle seslendi: Biz ürünlerimizi Çineli'ye yediremezsek kime yedirelim? Özüne dön Çinelim.

Yıllar önce kamyon kamyon sebzelerin metropol şehirler İstanbul, Ankara ve İzmir’e taşındığı Çine'de şimdilerde sebzeler tarlalarda çürümeye terk edilmeye başladı. Tüccarların uğramadığı ilçede tarla ürünleri rağbet görmezken çiftçiler, vatandaşların serada yetişen ürünlerin görünümüne aldandığını ve ürünlerini kendi vatandaşlarına bile satamadıklarından dert yandı. Türkiye’nin en verimli toprakları arasına giren Çine’de sebzecilik eski günlerini aratır oldu.

“KEŞKE ÜRETMESEYDİM”

Çocukluğundan beri çiftçilikle uğraştığını söyleyen Çine Ziraat Odası Yeni Mahalle Delegesi İsmail Taşdemir’in (47), Kabataş Ovası'nda 10 dönümlük araziye ektiği Çine Çarliston biberi alıcı bulamadığı için tarlada kaldı. Taşdemir, tüccarın uğramadığı ilçede biberin kilosunun 25-30 kuruştan dahi alıcı bulamadığını belirterek, 30 kuruşa tarladaki biberlerin ne toplanacağını ne de satılabileceğine isyan etti ve bir bayan işçinin günlük yevmiyesinin 40 lira olduğunu toplanan biberin amele masrafını bile kurtaramayacağını dile getirdi. 8 sene önce biberin kilosunu 70 kuruşa sattıklarını söyleyen Taşdemir, "Bir ara biber üretimine ara vermiştim. Bu yıl ekmek istedim" derken, biberi tarlada kalınca "keşke bir daha yetiştirmeseydim" diyerek pişmanlığını dile getirdi. Alıcısı olmayan biberin kırmızıya dönüşeceğini ifade eden Taşdemir, kırmızıya dönüşmeden önce toplanacak biberin 10 tona ulaşacağını ancak kırmızıya dönüştükten sonra salçalık olarak kullanılabilecek biberdeki verimin 2 tona kadar düşeceğini söyledi.

"ACARLARDAKİ PAZAR ÇİNE’DE DE OLABİLİR"

Sebze pazarlama konusunda Acarlar’ı örnek gösteren Taşdemir, “Acarlar isim yapmış. Reklamını, pazarlamasını iyi yapıyor. Biz ilçe olarak maalesef bu konularda başarısız kaldık. Eski günlerini arayan çiftçiler olduk. Acarlar'da 5 dönüm tarlası olan üç ayda bir mahsul kaldırıyor. Biz yılda çok olsa iki kez kaldırıyoruz. Çünkü pazar yok” dedi.

ÇİNE ÇARLİSTONU DURURKEN, BURSA ÇARLİSTONU YETİŞTİRMEK ZORUNDA KALIYOR

Umurköy Mahallesi'nde çiftçilik yapan Recep Kanık (25) ise Çine Çarliston biberi rağbet görmediği için Bursa Yenişehir Çarlistonu yetiştirmek zorunda kaldığını anlatırken, Çine Çarlistonu dururken bir başka ilçenin mahsulünü yetiştirmenin kendisini çok üzdüğünü ifade etti. Domatesteki durumun biberden daha kötü ve içler acısı olduğunu söyleyen Kanık, Çine çiftçisi olarak domatesin pazarlanmasında söz sahibi olamadıklarını ve pazarının hiç olmadığını ifade etti. Dalama’ya yılda yaklaşık 80 tüccarın geldiğini ve günde 15 kamyon domates sevkiyatı yapıldığını belirten Kanık, Çine’de 250 kasa domatesin bile dışarıya gönderilmediğini söyledi. Kanık, mildiyo hastalığının da domates üreticisinin başına bela olduğunu ve kendisinin 150 ton ürün alması gerekirken hastalık sebebiyle 20 ton ancak ürün alabildiğini söyledi. Fidanının tanesini 30 kuruşa aldıkları domatesin kilosunun 70 kuruştan satılmasına da tepki gösteren Kanık, “Bu ürüne hiç mi emek harcanmadı ki?” diyerek tepkisini dile getirdi. Çine’de geçtiğimiz senelerde kurulan salça fabrikasının yanlış değerlendirmeler nedeiyle kapatıldığını iddia eden Kanık, elde kalan domateslerin ilçede değerlendirilecek hiçbir avantajlarının bulunmadığını da dile getirdi.

“ÇİNELİ ARTIK ÖZÜNE DÖNMELİ”

Sebze ticareti konusunda eski mücadeleyi veremediklerini söyleyen Kanık, sebze ticaretinin yeniden kalkınması için düşüncelerini şu sözleriyle anlattı:

"Sözcü olanlarımız bizi tam olarak temsil edemiyor. Çünkü ilçedeki bütün yetkililerin bu konuda ortak çalışması gerekiyor. Sadece bir iki yetkilinin ses çıkartması yetmiyor. Bizim Çineliler sera sebzelerini daha güzel buluyor. 'Sera domatesi, biberi daha güzel' diyor. Bizim Çineli de böyle der ise biz daha ne yapalım? Bize kendi halkımızdan destek yok. Halkımız lezzetine ve kalitesine bakmıyor, ürünün dış güzelliğine aldanıyor. Başka yerler doğal kaynaklarına dört ele sarılıyor. İncirliova inciri, Nazilli çileğinin tanıtımı için her şeyi yapıyor. Bizim Çine daha dışarıyı örnek alıyor. Çine köftesine verilen değer ve reklam çiftçimizin yetiştirdiği eskiden itibar sahibi olan sebze ürünlerine de verilmeli.Tek sıkıntımız pazarlama ve reklam. Halkımız artık özüne dönmeli.”

ATIGAN'DAN BİRLİK ÇAĞRISI

Emeğinin karşılığını alamayan çiftçinin şaşırmış vaziyette olduğunu söyleyen Çine Ziraat Odası Başkanı Özkan Atıgan, ilçede bulunan bütün sivil toplum örgütlerini bu konuda göreve davet etti. “Çine’de bir pazar oluşturulmalı” diyen Başkan Atıgan, “Eskiden Camızağılı, Kargı, Kabataş, Altınova, Umurköy, Karakollar , Kahramanköy ve Cumalı mahallelerinden kamyon kamyon dışarıya mal gönderilirdi. Şimdi o pazarlar yok. Üretici birlikleri sayesinde bu iş çözülür. Kendi ürettiğimiz malın pazarını oluşturmak için belirli çalışmalar yapmamız lazım. Mahsullerimiz çevre illere tanıtmamız lazım. Eğer çiftçi kazanırsa esnaf da kazanır. İlçemizin verimli topraklarının tekrar hak ettiği değeri bulmasını sağlamalıyız” ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.