Nazillili avukat dolandırıcılığa isyan etti

Aydın’ın Nazilli ilçesinde uzun yıllardır doktorluk yapan F.Ü. hissedarı olduğu Kuşadası ilçesinin Karaova Mahallesi’nde bulunan triplex müstakil yazlık evini ihale yoluyla sattı. Taşınmazla ilgisi olmayan ve ihaleye girmeyen bir şahıs ise satış için ‘ihalenin feshi’ davası açtı. Davanın açılmasının ardından F.Ü.’nün avukatı Gülseren Gökçe, yaşanan süreci anlatarak ‘ihalenin feshi’ yönündeki davanın bir dolandırıcılık yöntemi olduğunu söyledi.

“SANTAJ UNSURU OLARAK KULLANIYORLAR”

Olayla ilgili açıklamalarda bulunan Avukat Gökçe, “Müvekkilim F.Ü. hissedarı olduğu taşınmaz için 2021 yılında ‘‘Ortaklığın Giderilmesi’’ davası açmış olup nihayetinde 2025 yılında taşınmazdaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir. Hemen akabinde tüm harç ve masraflar müvekkilimce karşılanarak taşınmazın satışı için gerekli işlemlere başlanmıştır. Neticede taşınmaz, Uyap Elektronik Satış Portal Bilgi Sistemi üzerinden gerçekleşen satışta, en yüksek teklifi verene ihale edilmiştir. Müvekkilim F.Ü. 4 seneyi aşkın süre devam eden hak mücadelesinin ve yaptığı giderlerin sonunda nihayete erdiğini düşünmekte iken taşınmazla hiçbir ilgisi bulunmayan, ihaleye dahi katılmayan bir şahsın ‘’ihalenin feshi’’ davası açtığını görmüştür. Sebebini araştırdığımızda karşılaştığımız manzara hepimizi, binlerce belki on binlerce uyuşmazlığa denk gelmiş olmama rağmen bir hukukçu olarak tarafımı dahi, adeta şoke etmiştir. B.K. ve C.S. isimli iki şahsın, kimi zaman birlikte kimi zaman ise ayrı ayrı şekilde, Uyap Elektronik Satış Portal Bilgi Sistemi üzerinden gerçekleşen satışları takip ettikleri, özellikle yüksek miktardaki taşınmazları seçerek tüm Türkiye çapında haksız şekilde ihalenin feshi davaları açmakta oldukları, böylece mağdurların haklarına kavuşmasını geciktirmek niyeti taşıdıkları, davadan vazgeçmek ya da kararı üst mahkemeye taşımamak için para talebinde bulundukları, bu durumu şantaj unsuru olarak kullandıkları gibi pek çok iddia ve şikayete rastlanılmıştır.” dedi.

“HAKSIZ KAZANÇ ELDE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR”

Avukat Gökçe, açıklamasını şu sözlerle devam etti: “İşin diğer ilginç yanı ise bu şahısların davaya konu taşınmaz ve ihale ile hiçbir ilgileri bulunmadığından aslında ihalenin feshi davası açmaya haklarının da bulunmamasıdır. Ancak Uyap sistemindeki boşlukları kullanarak ve sistem üzerinden bir kuruş dahi masraf yapmadan açtıkları bu davalarda dolandırıcılar, sisteminin yavaş işleyişini güç olarak arkalarına almakta olup adeta adaletin açık kapısından içeri korkusuzca sızmaktan çekinmemektedir. Türkiye çapında 4 bini aşkın dava açtığını bildiğimiz, haksız kazanç elde etmeye çalışan kötü niyetli bu kişilerin yarattığı mağduriyet öyle büyümüş durumdadır ki; Whatsapp isimli sohbet uygulamasında ‘’İhalenin Feshi Mağdurları Dayanışma Grubu’ isimli gruplar kurulmuş ve yine bazı sosyal medya uygulamalarında ‘Yardımlaşma Forum Grupları’ açılmıştır. Pek çok yerel basın kuruluşunca bu konu gündeme getirilmiştir. Mağdurlar yaşadıkları mağduriyeti yargıya taşımış, CİMER’e başvuru yapmış, hatta haricen edindiğimiz bilgilere göre kimi mağdurlar ile vekilleri Adalet Bakanlığı’nın ilgili birimlerine konuyu tüm detayları ile aksettirmiştir. Ancak B.K. ve C.S. isimli bu iki dolandırıcı, sebebini anlayamadığımız bir şekilde durdurulamamıştır. Geçen her saat listelerine yeni mağdurlar ve ceplerine yeni banknotlar ekleyerek hayatlarına devam etmektedirler.”

“BİNLERCE MAĞDUR VAR”

Avukat Gökçe, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Gelinen aşamada bazı yerel mahkemeler, bu şahısların ‘’ihalenin feshi’’ davası açma haklarının bulunmaması sebebiyle başkaca hiçbir incelemeye gerek duymaksızın davalarını reddetmektedir. Kimi kararlarda; farklı şehirlerde, farklı ihaleler için ama aynı usulde ve hiçbir masraf yapmadan yüzlerce ihalenin feshi davası açmış olan bu şahısların, dürüstlük kuralına aykırı davrandıklarına vurgu yapılsa da bireysel mücadeleler sonucunda alınan şahsi bu sonuçlar kamu vicdanı rahatlatmaya yetmemektedir. İki kişinin, adalet sistemindeki boşlukları kullanarak, tehdit ve şantaj ile tüm Türkiye çapında binlerce mağdur yaratması ve ne yazıktır ki yaratmaya da devam etmesi kabul edilemez. Bir hukuk devletinde, bireylerin bireysel mücadeleleri ile kendilerini korumaya çalışmasından öte hukukun müdahaleleri ile bireyleri koruması gerekmektedir. Tarafımızca bahsi geçen şahsın açtığı hukuk davası hassasiyetle takip edilmekte, müvekkilin haklarına en kısa sürede kavuşması için gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Ayrıca bu şahsın aleyhinde TCK’nın ilgili maddeleri uyarınca suç duyurusunda bulunulacaktır. Ancak unutulmamalıdır ki geç gelen adalet, adalet değildir. Bu nedenle sadece bireysel değil toplumsal adalet sağlanana kadar mücadelemiz devam edecektir.”