CHP'ye kapatma davası talebi!
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bugün duyurduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iddianamesinin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na Cumhuriyet Halk Partisi hakkında kapatma davasına yönelik ihbarda bulundu. Başsavcılık ihbarı, Anayasa'nın 68 ve 69. maddeleri ile Siyasi Partiler Kanunu’nun "Anayasadaki yasaklara aykırılık halinde partilerin kapatılması" başlığını taşıyan 101. maddesi ve devamındaki düzenlemelere dayandırıldı.
Savcılık, ilgili bildirim yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Anayasa’nın 69. maddesi, siyasi partilerin mali faaliyetlerinin yargı denetimine tabi olduğunu belirtmiş; suç gelirleriyle finansman sağlanmasının demokratik düzene bağdaşmayacağını vurgulamıştır. Suçtan elde edilen gelirle parti binası satın alınması, delegelerin iradesine maddi menfaat sağlayarak veya sağlanacağı yönünde vaatte bulunarak oy tercihlerine müdahalede bulunulması demokratik siyasi yaşamın meşruiyetini zedeleyen en ağır fiillerden biridir.
Yukarıda açıklanan tespit ve deliller uyarınca;
Seçim çalışmaları için kamu kaynaklarının suistimal edildiği, suç gelirlerinin parti üst yönetiminin bilgisi ve onayıyla bir havuza (sistem) aktarıldığı, etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen kişi beyanlarıyla rüşvet ağının itiraf edildiği, parti tüzel kişiliği için satın alınan bina bedelinin kaynağına ilişkin para akışlarının belgelenmediği ve bu paraların suç geliri olduğunun parti üst yönetimince de bilindiği tanık anlatımlarıyla anlaşıldığı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin, suçtan kaynaklanan gelirlerle partiye malvarlığı kazandırdığı, suç gelirleri ile seçim çalışmaları yürüttüğü ve bu fiillerin parti organları tarafından bilinçli, sistematik ve süreklilik arz edecek bir biçimde gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Soruşturma dosyamız kapsamında temin edilen USOM raporu uyarınca tespiti yapılan 11.360.412 vatandaşın güncel yurt içi ve yurt dışı seçmen kütük verilerinin Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliğinden hukuka aykırı bir şekilde yayıldığı ve bu veriler üzerinden seçmenlere ait başka kişisel verilerin işlendiği, bu veriler ile de Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl örgütü tarafından seçim çalışmalarının yürütüldüğü, bu suretle demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez olan seçmen iradesinin manipüle edilmeye çalışıldığı, parti organları tarafından bilinçli, sistematik ve süreklilik arz edecek bir biçimde yürütüldüğü anlaşılmıştır.
Soruşturma dosyamız kapsamında yapılan tespitler ışığında, Cumhuriyet Halk Partisinin ülke genelinde ve yerelde gerçekleşen seçimlerin güvenilirliğine ve seçmenin iradesini etkilemeye, demokratik düzeni etkilemeye yönelik, sistematik ve süreklilik arz edecek şekilde müdahalede bulunduğu anlaşılmakla, Cumhuriyet Halk Partisi hakkında Anayasa’nın 68 ve 69. maddeleri ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 101. ve devamı maddeleri uyarınca gereğinin takdir ve ifası için Cumhuriyet Başsavcılığımızca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulunulmuştur."
İddianamede bildirimde bulunulacağı ifade edildi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açıklanan İBB iddianamesinde de CHP kapatma davası başvurusuyla ilgili olarak şu ifadeler yer aldı:
"Yine siyasi partiler, başta 2820 sayılı Kanun olmak üzere ilgili kanunlar gereğince kuruluş, üyelik, seçimlerde aday belirleme faaliyetleri, yetkili organlarının seçimi ve bunların ilgili mercilere bildirimi vb. işlemler kapsamında kişisel verileri işlemekte, bu verileri yine ilgili hükümler çerçevesinde aktarabilmekte olup siyasi partiler de Kanun kapsamında veri sorumlusu olduğu anlaşılmıştır. Bu bağlamda “özel nitelikli kişisel veri” olan sandık verilerinin örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU tarafından tanıtımı yapılan ve bir nevi kullanımı zorunlu hale getirilen İBB uygulaması olarak gösterilen “İBB HANEM” uygulaması içerisine işlenmesi ve bunu örgütle bağlantılı olduğu değerlendirilen firmalara sızdırılması bulunmasının hem Anayasa İhlali hem de 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunun ihlali olduğu tespit edilmiştir.
(Soruşturma dosyamız kapsamında temin edilen USOM raporu uyarınca 11.360.412 vatandaşın sandık verilerinin usulsüz temin edildiği ve sızdırıldığının tespit edildiği, 2820 sayılı Kanun uyarınca anılan “özel nitelikli kişisel verilerin” siyasi partilerin tüzel kişilik olarak veri sorumlusu olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda Yüksek Seçim Kurulunun 24/10/2025 tarihli yazısı ile “21/9/2023 tarihli ve 2023/1423 sayılı Kararı ile; güncel yurt içi ve yurt dısı seçmen kütüklerinin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezinin talebi ile ilgili parti Genel Merkezine gönderildiği anlaşılmıştır. Bu verilerin temin edildiği yerin, Etkin Pişmanlık hükümlerinden faydalanan örgüt üyesi şüpheli Erol Naim ÖZGÜNER alınan ifadesinden de görüleceği üzere (Hatırladıgım kadarıyla 2023 yılının eylül veya ekim ayı gibi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezinde Bilgi Islem Sorumlusu olarak çalısan Orhan ERDOGAN'dan son seçmen verisini vermesini talep ettim. Tam nasıl oldugunu hatırlamamakla beraber ya WhatsApp'dan .rar dosyasıiçerisinde ya da bana tanımlayıp göndermis oldugu linkten bu verileri bana verdi) Cumhuriyet Halk Partisi Tüzel kişiliği olduğu tespit edilmiş olup (veri sorumlusu KVKK’da tüzel kişilik olarak belirtilmiştir.)
YSK’dan temin edilen veriler Cumhuriyet Halk Partisi sorumlusu tarafından 3. Kişilere sızdırılmıştır. Verileri temin eden şüpheli Naim Erol ÖZGÜNER’in bu verileri şüpheliler İsmet KORKMAZ ve Sezgin PAYDAŞ’a göndererek başkaca kişisel verilerin işlenmesini sağlamış ve bunların 2024 yerel seçimlerde bir çok kişi tarafından kullanıldığı ifadeler ile sabittir.
Sandık verileri ile diğer kişisel veriler eşleştirildikten sonra şüpheliler İsmet KORKMAZ ve Sezgin PAYDAŞ son halini şüpheli Iraz BIYIK’a göndermişlerdir. Şüpheli Mehmet Çaglar KURU tarafından da 08.11.2023 tarihinde ÇEKINO isimli firma çalışanı Hüsnü Can SEN’e gönderildiği ifadeler ve USOM raporuyla tespit edilmiştir.) (seçim sandık verilerinin Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliğinden usulsüz yayıldığı anlaşıldığından Anayasa 68–69. maddeleri ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nu kapsamında gereğinin taktiri için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilecektir.)"
Anayasa'nın 69. maddesi ne diyor?CHP'nin kapatılmasına yönelik Başsavcılığın gerekçe gösterdiği Anayasa'nın 69. maddesi şöyle: "Siyasî partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir. Siyasî partiler, ticarî faaliyetlere girişemezler. Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesince siyasî partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu hususun denetim yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir. Anayasa Mahkemesi, bu denetim görevini yerine getirirken Sayıştaydan yardım sağlar. Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda vereceği kararlar kesindir. Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır. Bir siyasî partinin tüzüğü ve programının 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir. Bir siyasî partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. (Ek cümle: 3/10/2001-4709/25 md.) Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır. (Ek fıkra: 3/10/2001-4709/25 md.) Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir. Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz. Bir siyasî partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar. Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzelkişilerden maddî yardım alan siyasî partiler temelli olarak kapatılır. (Değişik fıkra: 3/10/2001-4709/25 md.) Siyasî partilerin kuruluş ve çalışmaları, denetlenmeleri, kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları ile siyasî partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir." |
Siyasî Partiler Kanunu 101. maddesiAnayasadaki yasaklara aykırılık halinde partilerin kapatılması: Madde 101 – (Değişik: 12/8/1999 - 4445/16 md.) Anayasa Mahkemesince bir siyasi parti hakkında kapatma kararı; a) Bir siyasi partinin tüzük ve programının Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı olması, sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlaması, suç işlenmesini teşvik etmesi, b) Bir siyasi partinin, Anayasanın 68 inci maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerin işlendiği odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespiti, c) Bir siyasi partinin, yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alması, Hallerinde verilir. |


Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.