HALK arasında ‘Akciğer Tansiyonu’ olarak da bilinen Pulmoner Arteriyel Hipertansiyon (PAH), Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi ediliyor. ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Güngör, Akciğer Tansiyonu hakkında önemli bilgiler verdi. Güngör, “PAH belirtileri arasında çabuk yorulma, nefes darlığı, baş dönmesi, bayılma, göğüste sıkışma hissi, göğüs ağrısı, çarpıntı, bacaklarda şişmenin bulunmaktadır. PAH hastalarının en kısa sürede tedavi almaya başlamaları için hastalık tanısının en erken sürede konulması gerekmektedir. Ama başlangıçta görülen belirtiler hastalığa özel olmadığı için tanı konulması gecikebiliyor. Hastanın öyküsü ise şüphelenmek ve tanı koymak için önem arz ediyor. Tanı koymak için kardiyoloji, göğüs hastalıkları, romatoloji, radyoloji ve nükleer tıp uzmanlarının ortaklaşa çalışması gerekmektedir. PAH tanısı bir kez konulduktan sonra hastalığın hangi evrede olduğunun da belirlenmesi gerekir” dedi.
PAH HASTALIĞI 3 EVREDEN OLUŞUYOR
Yrd. Doç. Dr. Hasan Güngör, PAH hastalığının 3 evreden oluştuğuna dikkat çekti. Güngör açıklamasını şöyle sürdürdü: “Birinci evrede genellikle hastalık mevcuttur. Ancak henüz teşhis edilememiştir. İkinci evrede hastalarda çabuk yorulma gözlenir ve şanslıysa teşhisi konulmuştur. Üçüncü evrede ise hastalık artık tam anlamıyla kendini hissettirir ve nefes darlığı da eklenir. Ayrıca hasta bu dönemde, kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz. Hastalığın son evresinde ise hastalık en şiddetli halini gösterir. Bu dönemde, hasta istirahat halinde bile pek çok belirtiyi yoğun bir şekilde hissetmektedir. Bu evrede tek çare ise uygun bir kalp-akciğer naklidir”
10 BİN KİŞİDEN 5 KİŞİDE GÖRÜLÜYOR
Toplumda 10 bin kişiden 5 kişide görülen hastalıklardan birisi olan PAH hastalığının kamuoyunda yüksek tansiyon ile karıştırılmakta ve ciddiyeti yeterince anlaşılamadığına dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Hasan Güngör, “Bu hastalığın tedavisi ve takibi zahmetlidir. İlaçları çok pahalı olduğu için zaman-zaman sıkıntı oluşabilmektedir. Ülkemizde PAH hastaları ve hasta yakınları tarafından 2008 yılında Pulmoner Hipertansiyon Hasta Derneği kurulmuştur. Bu dernek doğru tedaviye ve ilaca ulaşmada hastaların bilinçlenmesi ve durumu kabullenip zor olan bu hastalıkla yaşamayı öğrenmesi konusunda hastaların yanında yer almakta ve onlara her zaman yardım etmektedir” şeklinde konuştu.
‘TÜM KARDİYOLOGLARLA YAKIN TEMAS HALİNDE ÇALIŞIYORUZ’
Yrd. Doç. Dr. Hasan Güngör, Ege Üniversitesi’nde PAH hastalığı konusunda ciddi araştırmalar ve tedaviler yapan Prof. Dr. Sanem Nalbantgil’in yanında ihtisas yaptığını ve eğitim aldığını ifade etti. Güngör, “Bu konuda halen araştırmalar yapan bir hekim olarak Aydın bölgesindeki tüm kardiyologlarla yakın temas halinde çalışıyoruz. ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği’nde PAH tanısı, tedavisi ve takibinin başarı ile yapıyoruz. En son 1 hafta önce ‘skleroderma’ isimli romatizmal hastalığı olan ve akciğer atar damar basıncı çok yüksek olan 2 hastamızda buhar şeklinde verilen iloprost ile önemli bir düzelme sağladık. Özellikle son dönemde ülkemize gelen ‘ambrisentan’ etken maddeli yeni ilacın hem ağızdan alınabilmesi hem de yan etkilerinin daha az olması nedeniyle buhar şeklinde alınan ‘iloprost’ ile yalnız veya birlikte verilmesi ile elimiz daha da güçlenmiştir. Amacımız bu nadir hastalığa karşı halkımızı ve hekimlerimizi bilinçlendirip etik değerler dahilinde doğru ve etkin tedaviyi yapmaktır” dedi.