Yaz Geldi Eğitim Bitmedi

Okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında eğitim gören 17 milyon 559 bin öğrenci karne almaya hazırlanıyor. Üç ay sürecek yaz tatili ise öğrencileri bekliyor. Ancak uzmanlar, eğitimin yaz ayl...

Okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında eğitim gören 17 milyon 559 bin öğrenci karne almaya hazırlanıyor. Üç ay sürecek yaz tatili ise öğrencileri bekliyor. Ancak uzmanlar, eğitimin yaz aylarında da devam etmesi görüşünde ve düşük not içeren karnelerin krize dönüşmemesi için uyarıyor. Tüm dönem boyunca çalışan öğrencilerin dinlenmeleri, eğlenmeleri ve okul dışı faaliyetlere daha rahat katılabilmeleri için tatile ihtiyaçları olduğunu belirten Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Elif Durgel Jagtap, yaz tatilinin nasıl değerlendirilmesi gerektiğini anlattı. Ailelerin çocuklarının dönem boyunca özlediği ve yapmak istediği aktiviteleri dikkate alması gerektiğini vurgulayan Jagtap, “Öncelikle aileler çocuklarına seçenekler sunabilirler ancak unutulmaması gereken bu tatilin çocuklar için olduğudur. Çocuğun dönem boyunca özlediği ve yapmak istediği aktiviteler neler ise bunları gerçekleştirmesi için fırsatlar sunulmalı. Yaz döneminde tatile gitmek, yeni yerler, tarihi ve doğal güzellikleri gezmek hem çocuk-anne-baba ilişkisini yakınlaştıran bir deneyim olacak hem de çocuğun ufkunu genişletecektir. Bunun için aileler deniz kenarı, yayla gibi havanın daha uygun olduğu alanlara gidilebilir. Burada çocukların doğayla iç içe zaman geçirmeleri sağlanabilir. Şehirden ayrılamıyorlarsa oyun parkı, sinema, tiyatro, müze gezileri gibi aktiviteler planlanabilir” dedi.

YAZ OKULLARI NASIL OLMALI

Yazın, dönem boyunca okulda öğrenilen bilgilerin unutulabileceğine, bu nedenle yaz okullarının tercih edilebileceğini belirten Yrd. Doç. Dr. Jagtap, ideal yaz okullarının nasıl olması gerektiği hakkında şu bilgiyi verdi:

“Genellikle öğrencilerin yaz başında okul testlerinden aldıkları puanların yaz sonunda aynı testlerden aldıkları puanlardan daha yüksek olduğu görülür. Yani yazın ders çalışma yoğunluğu azalınca bir miktar unutma gerçekleşebilir. Yaz tatili hem bu unutmanın hızının azaltılması hem de dönem içinde zayıf olunan alanlardaki bilgi ve becerilerin iyileştirilmesi için akademik aktivitelerle de değerlendirilebilir.”

İDEALİ 60-120 SAAT ARALIĞI

Yaz okullarının çocuklar üzerindeki etkileri hakkında konuşan Jagtap, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaz okullarının çocuklar üzerindeki etkilerini inceleyen bir araştırmanın bulgularına göre yaz okullarının özellikle orta sınıf ailelerin çocukları üzerinde olumlu etkisi vardır. Yaz okullarında dikkat edilmesi gereken sınıfların kalabalık olmaması, çocuklarla birebir ilgilenilebilecek ortamların olması ve programın 60-120 saat aralığında olmasıdır. Anne ve babaların çocuğun yazın alacağı derslere destek vermesi, çocukla ilgilenmesi de olumlu sonuçlara yol açmaktadır. Kısaca, akademik açıdan ihtiyaç hissedilen alanlarda çocukların yazın ders alması ya da anne ve babadan destek alması sağlanabilir. Ancak, bunu bütün yazın tek hedefi haline dönüştürmek, çocuğa eğlenme fırsatı sunmamak büyük bir hata olur. Son olarak müzik derslerinin ve başka bir dil öğrenmenin çocukların zihinsel becerilerini desteklediği bilinmektedir. Bu gibi aktivitelerle de yaz dönemi değerlendirilebilir.”

“ZEKİ DEĞİL ÇALIŞKAN”

Başarının tarifinin ‘yüksek not’ olmadığının altını çizen Yrd. Doç. Dr. Elif Durgel Jagtap, karne bekleyen öğrencilerin ebeveynlerine önemli uyarılarda bulunarak şunları söyledi: “Bazı öğrenciler bütün yıl çalışıp iyi notlar almanın rahatlığıyla tatili dört gözle beklerken bazıları için düşük notların aileye bildirilmesi sıkıntı kaynağı olabiliyor. Çocuklar maalesef anne babalarından gelecek tepkileri kestiremeyip, cezalardan ürküp hatalı ve üzücü yola başvurabiliyor. Karnesinde oynamalar yapan ya da ailesinden korkup intihara giden öğrencilerin öykülerine tanık oluyoruz. Bütün bu kötü olayların önüne geçebilmek için ebeveynler sadece notlara odaklanmak yerine genel olarak çocuklarının gelişimini, öğrenmesini ve yaratıcılığını takip edip, onları desteklemeli. Sadece yıl sonunda karneye bakıp öğüt ya da ceza veren ebeveynlerden ziyade yıl içinde çocuğuyla iletişim içinde olan ve onun ihtiyaçlarına yanıt veren ebeveynlerden olmaya özen gösterilmeli. Okul başarısı çocuğunuzun kişiliğiyle alakalı değildir. Akıllı, zeki olmanın övüldüğü aileler ile çalışkan ve azimli olmanın övüldüğü ailelerin çocuklarını karşılaştıran birçok araştırma uzun vadede azim ve hedefleri için elinden gelen çabayı göstermesi teşvik edilen çocukların çok daha başarılı olduğunu gösteriyor. Öyleyse çocuğunuzu ‘zehir gibi zeki’ olmak değil ‘çalışkan’ olmayı ön plana çıkararak eğitmelisiniz.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Eğitim Haberleri