DENEMELER
(GÜVENİLİR ÖĞÜTLER YA DA MESELELERİN ÖZÜ)
Yazar: Francıs Bacon
Yayınevi: Türkiye İş Kültür
Çevirmen: Cengiz Çelik/Melike Çakan
1561-1626 yılları arasında yaşayan kendini insanlık için çalışmaya adayan, zihnini bu amaç uğrunda yormaya adayan düşünce insanı, filozof bir insan.
Denemeler, insanlar için hayatı daha anlamlı ve kolaylaştırmaya yönelik çok değişik konularda öğüt ve tavsiyeler içeren bir kitap.
Elbette yazarın kitabı bununla sınırlı değil.
Batı dünyasında yaşanan zihni çabalar, bilimsel araştırmalar, deneylerin oluşturduğu zemin Rönesans sonrası Batı dünyasında ciddi bir entelektüel birikim ortaya çıkarmış ve elde edilen veriler ve kazanımlar toplumda ve bireylerde özgüven sağlamış, bu özgüven Batı toplumunu çağdaşlarına göre öne çıkarmıştır.
Bu kitapta da yazarın bir taraftan toplumdan beslendiğini diğer tarafıyla da toplumu besleyerek gelecek umutlarını diri tutmalarını sağlamıştır.
Denemeler tarzında yazılan kitapların varlığı birçok okur için düşünme yöntemi ve kendini ifade becerisi kazandırdığı çok aşikar.
Sanırım benzer kanaatleri kitapları okuyan diğer okurlar da hak verecektir.
Elbette bu tarz kitaplar sadece Batı toplumlarında yoktur.
Bütün toplumların edebiyat veya düşünce tarihinde hikaye, kıssa, meseller ve özlü sözler şeklinde benzer fonksiyonlar icra eden anlatılar elbette var ve bu zenginlikler nesillere aktarılmıştır.
Ancak batı toplumu bunu yazılı hale getirme, kilise ile yüzleşme bakımından sanırım diğer toplumlara göre daha önemli adımlar atmış görünüyor.
Kitaptan ‘YARGICIN YÜKÜMLÜLÜĞÜ ÜZERİNE’ isimli bir bölüme yer vereyim.
“Yargıçlar görevlerinin hak dağıtmak değil de hakkı söylemek, yani demem o ki, yasa yapmak değil, sadece yorumlamak olduğunu hatırlamalıdır.
Aksi halde otoriteleri, kutsal metinleri yorumlama kisvesi altında her defasında bir şey ekleyerek onu değiştiren, yeni bir şey bulmadığını açıklayıp eskinin görüntüsü altında yenilik getiren Roma Kilisesi'nin kendinde gördüğü otoriteye benzer.
Yargıcın zekiden ziyade eğitimli, sevicilikten ziyade saygıdeğer olması, özgüveni yüksek birinden ziyade tartışmaya açık biri olması gerekir.
Her şeyden önce yargıçların doğruluğu adeta onların bir parçası ve kendilerine özgü erdemleridir.
(Yasa diyor ki):’Lanet olsun ülkenin eski sınırını değiştirene.’ Kuşkusuz, sınırı belirleyen bir taşı kaldıran bile suç işlemiş olur.
Buna nedenle, toprak ve mal varlığıyla ilgili olarak, haksız bir karar verirken sınırları bilhassa değiştiren bir yargıç adil davranmamış olur.
Gerçekten de, haksız bir karar, birçok haksızlık örneğinden daha çok zarar verir, zira haksızlık örnekleri en çok küçük ırmakları, haksız karar ise kaynakları etkiler.
Süleyman şöyle der: ‘Kötünün önünde davasından vazgeçen adil insan suyu bulanmış pınar veya kirlenmiş kuyu gibidir.’
Yargıcın yükümlülüğü kısmen davacılarla, kısmen avukatlarla, kısmen yazmanlarla ve altında çalışan adliye memurlarıyla, kısmen denkral ya da üstündeki devletle ilgili olabilir.”
Okurlar, kitapta buna benzer birçok konuyla ilgili düşüncelerin ifade edildiğine şahit olacaktır.
Bu yönüyle kitabın okurların kütüphanesinde olması faydalıdır.
***Okundu