NAZİLLİ’NİN GİZLİ KALMIŞ DOĞA GÜZELLİKLERİ

MURAT ABALI

Memleketim diye demiyorum Nazilli, Menderes nehri üzerinde bereketli ovası ve dağlarındaki kestane, incir, zeytin gibi tarım ürünlerinin en iyisinin yetiştiği bir ilçedir. Arpaz kulesi, Harpasa ve Mastaura antik kentleri dışında toprak altında kalmış çok fazla tarihi değere de sahip. Ancak tarımla iç içe bir bölge olmasına rağmen merkezde yaşayan insanların hafta sonu çıkıp gezip dolaşabileceği mesire alanları yok. Hatta Nazilli’de gezilecek görülecek yerler nereleri var diye sorarsanız hemşehrilerim çok fazla bir yer sayamayacaktır maalesef.  İlçe sınırlarımız içerisinde çok fazla gezilecek yere sahip değiliz. Çevre ilçelere özellikle Bozdoğan ve Kuyucak civarlarına gitmek durumundayız. Ben şahsen dışarıdan gelen misafirlerimi nereye götüreceğimi şaşırıyorum.  Ancak detaylı gezip girilmeyen yerlere girince muhteşem doğa güzellikleri ile karşılaşıyoruz. Bu yazımda Nazilli’nin hemen yanı başında olup ta kimsenin gidemediği ve dolayısıyla kimsenin bilmediği yerleri anlatacağım.

Kim demiş Nazilli’nin şelalesi yok diye
Evet gelelim esas meseleye. Şelale Nazilli’nin dağlarında bol yağışlı günlerde dönemsel akan şelaleler mevcut. Ancak çok fazla görselliği yok. Ama şimdi gideceğimiz şelale. Yaz kış her mevsim akıyor. Çok yüksek olmasa da önündeki havuzu ile çok güzel.

Nazilli Çobanlar şelalesi
Burası İsabeyli barajının üst taraflarında. Barajı besleyen iki ana koldan biri olan Çobanlar tarafından gelen dere üzerinde. Yaklaşık 45 dakika yürüme mesafesinde ancak çok zorlu değil. Hatta herkes için uygun çok eğlenceli bir şekilde sonu şelaleyle biten doğal bir yürüyüş parkuru.

Doğal bir stüdyo
Nazilli’de cennetden bir köşe Çobanlar şelalesi doğa severler ve fotoğrafçılar için doğal bir stüdyo. 

Sırada Nazilli’nin Amazonu var

Nazilli’nin Amazonuna giriş yapıyoruz. Burası gerçekten de amazonvari bir atmosfere sahip. Fotoğrafları görünce hak vereceksiniz. Öyle güzel bir güzergah ki doğanın kalbinde, tertemiz, sık ağaç örtüsünden gökyüzü parça parça gözüküyor. Yürüyüş esnasında envai çeşit kuş sesleri size eşlik ediyor. Bir an için korkmuyorsunuz değil. Sanki vahşi doğadayız. 

Dere yatağının güzelliği

Burası oldukça zorlu bir parkur. Derenin içinden yukarı doğru çıkılıyor. Kaygan büyük kaya kütleleri üzerinden atlaya zıplaya ilerlemek gerekiyor. Sık bitki örtüsünün içinden sonra da derenin içinden ıslana ıslana ilerliyoruz. Baya bir ilerledikten sonra ismini Muzaffer Çetinkaya arkadaşım ve benim koyduğumuz Seringöl’e geliyoruz.
 

Seringöl

Seringöl adını verdiğimiz yer,  1 saatlik yürüme mesafesinde dere yatağı üzerinde bulunan doğal bir havuz. 
 

Mahsur kalıyorduk
Muzaffer Çetinkaya arkadaşım ve ben hatta mahsur kalıyorduk. Geç vakitti ama biz doğanın güzelliğine kendimizi kaptırarak ilerlemeye devam ettik. Bir noktaya kadar gelip Seringöl’ü gördükten sonra geri dönmek istedik.  Zorlu bir dere yatağı olduğundan aynı yerden dönmek yerine yukarı dağa doğru çıkarak patika bulup oradan geri dönmeyi planladık. Ancak dere yatağından çıktıktan sonra hava karardı. Gideceğimiz yönü aramanın da yanında öyle sık çalı örtüsü vardı ki içinden geçmek bizi çok zorladı. Bir an için dışarıdan yardım mı talep etmeliyiz diye düşünmedik değil. Ancak keçi gibi tırmanmaya devam ettik. En sonunda küçük bir patika bulduk oradan geri döndük. 

Mağara yolunda…

Gizli mağara ve ikinci şelale
Aydın dağları birçok gizli güzelliğe ev sahipliği yapıyor. Genellikle de tarihi değerler. Ve daha bilinmeyen neler var kim bilir. Bunlardan bir tanesi için biraz da yükseklere çıkıyoruz. Çobanlar köyünün yakınlarında derenin de aktığı vadi içinde küçük bir mağara var. Derin değil. Uzun da değil. Ancak suyun devamlı akmasıyla mini travertenler oluşmuş. Çok büyük ve çok ilgi çekici olmasa da çevresinin işin uzmanlarınca incelenmesi gerekir diye düşünüyorum. Daha büyük mağara oluşumları varsa büyük bir kazanım olur turizm açısından. 

Mağaranın hemen yanında ise yaz kış akan dere görsel güzellikler sunuyor. Küçük te olsa şelalecikler kısa sürede ulaşılabilen güzellikler bakımından bize yetiyor idare ediyoruz diyebilirim.

Ve böylelikle Nazilli çevresinden gizli kalmış doğa güzelliklerini gezdik dolaştık. Yerleşim alanlarının sıklığı yüzünden böyle yerler ulaşım için ne kadar uğraştırırsa uğraştırsın insana ilaç gibi geliyor. Şükrediyor, huzur buluyor, mutlu oluyoruz. Eminim bu dağlar, ovalar ne güzelliklere ev sahipliği yapıyor. Tabi önemli olan bunları görebilmek, sahip çıkarak gerçekten doğal kalabilmelerini sağlamak.