Mehmet KIZILASLAN

Mehmet KIZILASLAN

TORPİL VE YEDİ KUŞAK SONRAKİ VEBALİ

Bu yazımda bekli de, birçoklarımızın düşünmek istemedikleri bir konuya değineceğim.

Öncelikle Eskişehir'de ki bir mahkemenin kararından bahsedeceğim.

Haberi duyunca “eli öpülesi hakim” dedim.

Daha hoyratça bir şeyler söyledim de ben onu size biraz daha kibar yazdım.

Neydi bu hakimin kararı ilgili habere bir bakalım isterseniz.

“Mahkeme, bir vatandaşa üç şeritli çevre yolunda 67 kilometre hızlı giderken Karayolları Trafik Kanunu'nun 'hız sınırlarının aşılması' gerekçesiyle araç plakasına yazılan idari trafik para cezasını iptal etti. Mahkeme ayrıca, kesilen cezayı milletvekillerine bu konuda uygulanan kolaylığı örnek gösterdi ve bu durumun adil yargılama ve adalet duygusu ilkelerine aykırı olduğunu gerekçe göstererek iptal etmesi dikkat çekti. Mahkeme kararında, "164 kilometre hızlı giden milletvekilleri ve yakınlarına ait araçlara ceza tutanağı düzenlenmemesi karşısında saatte 67 km hızlı giden vatandaşa ceza uygulanması, adalet duygusu ve adil yargılama ilkelerine aykırıdır. Bu nedenle cezanın iptaline karar verilmiştir" ifadesine yer verdi.

Burada bu eli öpülesi hakime hayranlığımı dile getirirken;

Vekile ceza yazamayan ama asile ve arkası olmayan garibana ceza yazan polise de iki lafım var.

Yazıklar olsun kardeşim sizlere de! (Emir kuluyuz diyerek kurtulamazsınız)

Şimdi gelelim asıl meselemiz torpile...

Torpil günümüzde, milletvekillerimizin neredeyse zamanının yarısını çalan bir olay...

Hak etmiş birisinin hakkının, siyasetçilerin yakınlarına verilmesi de diyebiliriz biz torpili...

Lügat tarifi yerine, günümüzdeki uygulanışına bakmamızda yarar var diye düşünüyorum.

Herhangi bir işinizin nufuzlu birileri tarafından yapılması, öne alınması olarak değerlendirdiğimiz basit bir olay değildir.

Şimdi son günlerin KPSS diye adlandırılan sınavlardaki yolsuzluğun nelere mal olacağını düşünelim beraberce...

Kendimize yakın olanların kollanması korunması ve bizden olmayanların önüne geçirilmesi olarak değerlendirildi bazı çevrelerce belki ama, sonucu belki yapanların ahretlerinin yok olmasına neden olacak.

Sınavlarda soruların verildiği kişilerin, hak etmediği halde hak edenlerin önüne geçirilmiş olmasının doğru olmadığını anlatmaya çalışacağım.

Bir yakınımızın başkasının hak ettiği bir işe yerleştikten sonraki yaşantısının, şartlarının iyi seviyeye taşınması...

Evleneceği kimsenin de çalışan birisinin olması...

Çocuklarının şartlarının çok güzel olması...

Onun okuyacağı okulların kaliteli okul olması...

Mezun olduktan sonra daha iyi üniversitelere girmesi ve daha iyi şartlarda iş bulması ve onun da evleneceği kişinin şarlarının iyi olması, çocuklarının daha rahat yaşaması diye yedi kuşak sonraki torunlarının yaşam standardının iyi olmasını getirir bu haksızlıklar...

Hak ettiği halde, hak ettiği işe bizim yüzümüzden yerleşemeyen, torpili olmayan, gencimize bakalım şimdi de...

O gencimiz çalışamadığı için evlenecekse daha imkanları dar birisi ile evlenecek. Çok zor şatlarla yuva kuracak. Çocukları tek maaşlı bir ortamda kıt kanaat yetişecek. Okuyacağı okullar özel okul olmayacak. Beslenmesinin yetersizliğinden dolayı, başarısız vasat bir çocuk olacak onun şartları onun torunlarına kadar kötü olarak yansıyacak.

Yedi kuşak sonra şartları iyi olan torun ile, şartları iyi olmayan torun arasındaki adaletsizliğin sebebi biz olacağız.

Belki o çocuklar şartlarının neden bu kadar kötü ya da iyi olduğunu bilmeyecekler.

Ama; Ey torpil yapan güruh sizin bu yanlışınızı Allah bilmiyor mu, bilmeyecek mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar