BİZ ÖZÜRLÜYÜZ AĞALAR, ONLAR ENGELLİ..

BİZ ÖZÜRLÜYÜZ AĞALAR, ONLAR ENGELLİ..

Asırlarca dünyaya hükmeden Osmanlı İmparatorluğu'nun mirası olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin her dönemde eksiklikleri olmuştur.

Hata devletin değil bireysel olarak bürokratların suçudur. Düşüncelerimi hazmedemeyenlere baştan söyliyeyim; yazı dilim biraz ağır olabilir, okurken soda içmenizde yarar var..

 

Nazilli'de gençlerin takıldığı bir kafede gazeteci bir büyüğümle oturuyorum. Ay tepemizde bizi kesiyor göz ucuyla. Kafenin duvarlarındaki mitolojik tablolar ve ideolojik liderlerin fotoğrafları tebessüm ediyor tavla oynayan gençlere. Yorucu bir gün yine sona ermiş, ertesi sabahın güneşine gebe artık gece. Saat tam 00:00. Ramazan ayı olduğundan dolayı esnaf sahura kadar açık. Herneyse yanımda oturan meslektaşım, engellilerin şehirde çektiği zorlukları anlatırken aklıma bir anı geldi. Bundan 2 yıl önce Nazilli Kaymakamlığının meşhur bilmem kaç basamaklı merdivenlerini tırmanırken engelli bir kadının tekerlekli arabasıyla merdiven başında beklediğini görmüştüm. Çaresiz kadın yanından geçen erkeklere yardım etmeleri için ricada bulunsa da duyarsızlığın cevabını almıştı her seferinde.

                                      ***                                                             ***

O an gördüğüm manzaradan dolayı üzüntü duyup engelli kadını bir arkadaşımla beraber basamaklardan çıkmasına yardımcı olmuştuk. O an engellinin çektiği sorunu ya da çözümünü düşünme erdemini sergileyememiştim. Sadece üzülüp, elimden geleni yapmıştım. Bir de engelli kadına kapının ağzından bakan polis memurunun yardımcı olmayışı aklımda kalmıştı.(Normalde ülkemizde çoğu polis, vatandaşlara yardım etmeyi sever. Hasta yatağından hastaneye polislerin kollarında gitmiş çok kişi tanırım) Tam bunları düşünürken bu önemli sorunun cevabını beraber oturduğumuz gazeteci verdi. Meğer 3 yıl kadar önce Nazilli Kaymakamı ile bu konuyu konuşmuş, kaymakamdan merdivenlere portatif engelli asansörü yapılacağının sözünü almış.

                                     ***                                                           ***

 Fakat aradan günler,aylar, hatta yıllar geçmesine rağmen, bu çileye son verilmemiş, bu konuyla ilgili hiçbir girişimde bulunulmamış. Anlayacağınız koca devleti temsilen burada bulunan kaymakamlık binası, engelli vatandaşlar için bir çile haline geldi. Şehirde yaşayan engelliler için şehirdeki birçok yerde sıkıntı var. Mesela istasyon meydanındaki alt geçit için yıllar sonra TCDD engelli asansörü yaptırmasına rağmen halen aktif olarak faaliyete geçmedi. TCDD kısım şeflerine, bölge müdürlerine selam olsun. Evet evet selam olsun.. Belediye binamıza merdiven olmadığı için sıkıntı yok. Aydın'da birçok devlet kurumunda bu sorunların olduğunu biliyorum. İnşallah şehrimizi yöneten bürokratlar bu tür hayati hatalarını bir an önce düzeltir. Düzeltmesi lazım. Evet evet çalışması lazım. Hayır kilo alıp alıp makam koltuğunu işgal etmemeleri lazım. Sosyal belediyecilik ilkesini sözde benimseyen Topuklu Efelerin bu konuyla ilgili projeler üretmesi lazım. Evet evet somut projeler lazım. Bize hergün mahkeme kararlarıyla basın açıklaması yapan Büyükşehir lazım değil. Evet evet hiçbir usülsüzlük yapmadan, ihalelerini adaletli bir şekilde şirketlere veren belediye lazım. Danışmanlık şirketlerine yıllık milyonlarca lira verip halkın parasını sokağa atmaması lazım.

                                ***                                                           ***

 

*Siyasetçi gözlemlerim

*Bu hafta Nazilli'ye bir iftar programına gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, arabasından inip, geldiği yere gitme hızı Aydın'da rekor kırdı. Gazetecilerin sorularından her fırsatta kaçan Topuklu Efe'nin halen psikolojisini çözmeye çalışıyorum. Ayrıca her zaman yanında dolaştırdığı bir tv kameramanı ve bir yerel gazete muhabirinin kafa yapısını bilim adamları çözemez. Her fırsatta diğer muhabirlere omuz çarpıp Efeyi çekmek için yoğun çaba sarf eden bu ikilinin, dün facebookda başkanın makam odasında çekilmiş fotosunu gördükten sonra kişiliklerini çözdüm.

İki liderin farkı;

* Özlem Çerçioğlu'nun ses tonu, erkek sesini andırıyor.  İki gün önce bir muhabirle olan diyaloğuna şahit oldum. Aynen aktarıyorum siz hayal edin; " Baksana kardeşim! milletin sevgisine. Hizmet yapıyoruz biz." cümlelerindeki vurguyu ancak bir erkek yapabilirdi.

* Aynı akşam teravih namazı çıkışında aynı muhabir Nazilli Belediye Başkanı Haluk Alıcık'a, Çerçioğlu'na cevap verip vermeyeceğini sordu. Başkan: " Baksana kardeşim! şimdi yine cevap veririsem onun seviyesine düşerim. Biz hizmet yapıyoruz. Üzerimize ne düşüyorsa onu yapıyoruz." Cümlelerindeki vurgu, her erkekte olduğu gibi ve kendinden emindi.

* Özlem Çerçioğlu da Nazilli Lisesi mezunu, Haluk Alıcık da Nazilli Lisesi mezunu.

* Özlem Hanım da Nazillili, Haluk Alıcık da Nazillili.

*Özlem Çerçioğlu'na Aydın'da çalışan hiçbir basın mensubu arayarak ulaşamaz. Haluk Alıcık'a 7/24 ulaşabilirsiniz.

* Haluk Alıcık sorulardan kaçmaz. Özlem Çerçioğlu'nun koruması, başkanı gazetecilerin sorularından kaçırabilmek için soru soran muhabire omuz atar.

*Özlem Çerçioğlu'nun maaşlı sosyal medya ekibi varmış. Haluk Alıcık'ın sosyal medya ekibi yok.

*Topuklu Efe de karizmatik, Haluk Alıcık da...

 

 

*Kişisel Düşüncelerim

*Aydın'da hava sıcaklığı bu hafta daha çok artacak, aman dikkat.

*Yalnızlıkta Cem Ulucan'la yarışır konuma geldim, dertliyim.

*Nazilli Emniyet Müdürü M. Ali Berksoy bu hafta terfi etti.

 *Aydın Basını 4. kez Nazilli Basınına yenilmeye hazırlanıyor.

 *Özlem Çerçioğlu yaklaşık 6 ay önce her hafta Nazilli'de BŞB'ye ait bir çalışma ofisi kurup, 2 gün kalacağını söylemişti. Yüzünü gören cennetten toprak kiralıyor.

*Özel Hayatım

*Üniversite yıllarımdan bu yana düzenli bir ilişkim olmadı. *En son  3 ay önce biri beni sevmişti. Ama ben elektirik alamadım, faturamı ödemeyi unuttum herhal. *Önceden şiir yazardım şimdi haber yazıyorum.*Çapkın gibi görünen ama çapkınlık yapamayan erkeklere muhabir denir. Kadınlar en çok sakallarımı seviyor. * Ben beyaz tenli, uzun boylu, renkli gözlü ve zeki kızlardan hoşlanırım. * Genç muhabirler bulduğunun değil umduğunun peşinden koşar.

*Neden Sıkça Geliyorum

Yaklaşık 5 aydır Aydın'a 2. kez izin alıp gelişim. Merak edenlere söylüyorum, her gün neden geldin diyerek espiri arası kovulduğumu düşünenler meraklanmayın. Kovulmadan istifa edecek kadar önsezim var. Aksine 5 ayda İstanbul'u altına üstüne getirerek şirkette herkesi şaşırtmış, cesur muhabirliğim ve mesleğe olan sevdamla kendimi ispatlamış bir meslektaşınızım. Fakat asıl gelme sebebim, Gazeteci olmadığım dönemlerde (hangi suçtan olduğu fark etmez, her zaman Nazilli Adliyesi bana iyi davranır, ceza vermezdi. Ceza verilecek hiçbir suç da işlemedim zaten.) Fakat 1 buçuk yıllık meslek hayatıma ilk başladığımdan bu yana iç siyasetin günah keçisi ve 35 yıldır devlet içinde varlık gösteren bir cemaate karşı haber ya da araştırma haberleri yaptım. İşte bu sürecin başlangıcından beri Nazilli Adliyesinde hep aynı hakime ve hep aynı savcıya çok çok basit suçlardan dolayı savunmalar verdim. Trafiği kitliyen bir sürücüye arabadan inerek "yürüsene artık! gibi basit cümlelerime dava açılıp hakim tarafından cezaya mahkum edildim. Aynı yıl içerisinde 5 trafik polisi ile tartışma yaşadım, bana hakaret ettiler, beni karakol içerisinde kameralar karşısında tahrik ettiler sonra bir de davacı oldular. (Üstelik bunları karakolda gören muhabir arkadaşımın tanıklığını tınlamadılar.) Aynı hakim 10 bin tl'ye yakın bir adli para cezası, ayrıca sürücüsü olmadığım, başka birine ait olan motosiklet üzerinden adıma ceza düzenleyerek 3500 lira para cezası kestiler. Yani hakim ya tipime bakıp ceza kesti, ya da bağlantılarıma, haberlerime.. Aldığım bilgilere ayar olan;  ege bölgesindeki gölge adamlar sicilimi bozmaya çalışarak uzun vadede İstanbul'da gazeteci olarak çalışmama engel olmak için çalışma başlattı.  İşte bu tür hem haklı hem de çok basit davalar için sıkça gelmek zorunda kalıyorum. Bu arada benden haksız yere şikayetçi olan polislerden biri kanser olmuş. Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

*Mesleği Bırakırım

Kariyeri, parayı falan filan takmayan biriyim. Sinirim bozulursa mesleği bırakırım.

*Sonsöz

 Saçma düşüncelerini kendine sakla diyen erkekler, eleştirilerini; ([email protected]) mail adresime yazsınlar. Yazıyı hem eleştirip hem bana yazmak isteyen kızlar, siz cepten arayabilirsiniz. He kabız ya da gaz sorunu yaşıyorsanız, mübarek ramazan ayı dua edin belki şifa bulabilirsiniz.. :)

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum