Ali İhsan Dilmen

Ali İhsan Dilmen

Kelt Rüyası

Kelt Rüyası

KELT RÜYASI

Yazar: Marıo Vargas Llosa

Yayınevi: Can

Alanı: Edebiyat-Roman

Çevirmen: İnci Kut

Romana ismini veren Kelt sözcüğünün sözlük anlamı üzerine benden önce kitabı okuyan arkadaşımın notunu kitabın ilk sayfasını açtığımda gördüm.

Bu bilgilerden romanın konusuyla ilgili olanı buraya aynen iktibas ediyorum.

Keltler: “Tarih öncesi dönemde Avrupa'da yaşamış günümüzdeki altı ulustan oluşmuş halktır.

Bunlar Büyük Britanya, İspanya, Galya'ya yerleşmiş gruplardır.

Kelt, Biritanya adalarının sakinlerine verilen ilk addır.

Romanın kahramanı İngiltere için çalışan İrlandalı bir diplomat Roger Casement..

Ülkesinin verdiği görev gereği sömürgeleri olan Afrika ülkeleri Kongo ve Amazon'da yaşanan insanlık dışı muamelelere maruz kalan yerli halktan yoksul insanların durumunu incelemek ve raporlama ile görevlidir ve bu görev esnasında gördüğü birçok kötü davranışa karşı gerekli uyarıları yapar ve hazırladığı raporlar İngiltere'de bir hayli ses getirir, kamuoyunun dikkatini çeker.

Başarıyla yaptığı görev sırasında bir takım rahatsızlıklar sebebiyle emekliliğini ister ve talebi yapılan tıbbi tetkiklerden sonra yeterli görülerek emekli olur.

Roger Casament ömrünün kalan kısmını ait olduğu toplumun bağımsızlık mücadelesine adar.

O yıllar, ilk Dünya savaşı öncesine rastlar ve yolları bir şekilde Almanya ile kesişir, onlarla yaptıkları işbirliği kendisinin hapsedilmesine ve sonu idama uzanacak cezaya çıkar.

Kitap, cezaevinde, hücresinde geçirdiği zamanlarda hatıraların anlatımı şeklinde geçer.

Bu süreçte milliyetçilik, dindarlık, bağımsızlık üzerine yaşadığı duygu durumlarının tanığı oluyoruz.

Hücresinin gardiyanı ki, oğlunu Almanlarla savaşta kaybetmiş, oğlundan başka tutunacak bir dalı, dünyaya bağlayacak bağı olmayan Şeriff’in kendisine karşı duyduğu öfke ve zamanla bu öfkenin sükunete dönmesini sağlayan tutumu gerçekten dikkate değer.

Roger Casement bir İrlanda sevdalısıdır, tarihine, kültürüne bağlı, bağımsızlık ateşiyle yanmaktadır.

Bu konuda silahlı direnişe kadar her türlü metodu meşru saymakta ve bu sebeple Almanlarla işbirliğini meşru görmektedir.

Sömürgeciliğe karşı önemli raporlar hazırlayan, insani değerleri en büyük ve vazgeçilmez hak olarak gören Roger Casement aslında bir dünya vatandaşıdır.

Yaşadığı bağımsızlık duyguları ve zihnini aydınlatan bağımsızlık ateşidir.

Kurulu düzenlerin halkların üzerinde kurduğu hegomonyaya duyduğu öfke ve itiraz onun yönünü bulmasında etkilidir.

Esasen o aynı zamanda bir dünya vatandaşıdır.

Farklılıkların kendini ifade etmesinde, kültürün, dillerin, ananelerin yaşatılmasından, nesiller arası köprülerin sürekliliğinden yanadır.

Bir üstünlük, imtiyaz hali değildir kavgası..

Kitaba dair elbette daha çok şeyler yazabilirim fakat bunun okuyucunun merakını öldürmesinden endişe duyuyorum.

Bu sebeple kitaptan birkaç bölüm aktarmakla yetiniyorum.

Kitaptan,

“Vatanseverlik insanın sağduyusunu kör ediyordu.

Alice, Roger'ın her zaman öylesine özlemle hatırladığı Grosvenor Yolu'ndaki evinde yaptıkları o sohbet toplantılarından birinde, hararetli bir tartışma sırasında öyle söylemişti.

Tarihçi olan bu dostu tam olarak ne demişti?

“Vatanseverliğin sağduyumuzu, aklımızı, zekamızı elimizden almasına fırsat vermemeliyiz.”

Buna benzer şeyler söylemişti.

Ama o sırada, George Bernand Shaw'un orada hazır bulunan bütün İrlandalı milliyetçilere yöneltiği o ironik sözü hatırladı.”

Bunlar uzlaşmaları mümkün olmayan şeylerdir, Alice.

Kendiniz aldatmayın: Vatanseverlik bir dindir, sağduyuyla kavga halindedir.

Cehalet yandaşlığından başka bir şey değildir, bir inanç meselesidir.”

Konuştuğu herkesi her defasında huzursuz eden o acı, alaylı tavrıyla söylemişti bunu, çünkü oyun yazarının saf bir tavırla söylediği her şeyin altında her zaman yıkıcı bir niyeti olduğunu sezinlerdi herkes.

Bu kuşkucu ve inançsız adamın ağzından çıkan “İnanç meselesi” sözü, “boş inanç, yobazlık” ya da daha beter şeyler anlamına geliyordu.

Yine de, hiçbir şeye inanmayan ve her şeye verip veriştiren bu adam büyük bir yazardı ve İrlanda edebiyatına kendi kuşağından başka hiç kimsenin yapmadığı kadar saygınlık kazandırmıştı.

Vatansever olmadan, atalarının topraklarıyla olan o köklü kan bağını duyumsamadan, geride kalmış eski nesillere karşı sevgi ve heyecan duymadan nasıl büyük eser yaratılabilirdi?

İşte bu yüzden, iki büyük yaratıcının arasında Roger'ın bir seçim yapması gerekse, Yeats'i Shaw’a yeğlerdi.

O gerçekten bir vatanseverdi, şiirlerini ve tiyatro eserlerini eski İrlanda ve Kelt efsaneleriyle beslemiş, onları yeniden kurup yenileyerek, hala canlı olduklarını ve günümüz edebiyatını dölleyeceklerini göstermişti..”

shf:227-228

***Okundu

whatsapp-image-2025-09-19-at-17-59-55.jpeg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İhsan Dilmen Arşivi