1970 yıllarında İzmir Belediye Başkanlığı yapmış olan Osman Kibar’ın bir başka ismi de, İzmir’in yollarını çok asfaltladığı için lakabı ‘Asfalt Osman’dır. Çok renkli isim olan ‘Asfalt Osman’, Türk Siyasi Hayatı’nın renkli isimlerinden biridir. O yıllarda bir söylediği bir tekerlemesi vardı ki, bugün bu tekerlemeyi bilmeyenimiz yoktur.

Osman Kibar, sık-sık ‘Siyasette kıyakçılığın sonu ayakçılıktır’ derdi.

Gerçekten eski siyasiler, hizmet adamları rahmetli olsalar da geriye ya hizmetleriyle ya da söylemleri ile çok eser bırakmışlardır.

‘Asfalt Osman’ niye öyle söylemiş bir düşünelim..

Osman Kibar yıllarca, 1964-1973 yılları arasında İzmir Belediye Başkanlığı yapmış, 1986 yılında rahmetli olmuş bir siyasetçidir. Gerek belediye başkanlığı süresinde gerekse de daha sonra hizmetleriyle ilgili bir soruşturma geçirmemiş, yargı huzuruna çıkmamış bir kişidir.

Yaptığı açıklamalarda, ‘Kimse bana yakınlığı için iş yapmaya gelmesin. Ben görev süremce yasaları harfiyen uygulayacağım. Hatır için iş yapmayacağım, İzmir’in her kuruşunda her İzmirli’nin hakkı var. Ben yetim, öksüz hakkı yemem, demem yetmiyor, hemşehrilerimin o haklarını korumak, başkalarına yedirmemek de benim üzerinde durduğum bir görevimdir’ derdi.

Bu sözleri ancak sorumluluk duygusu ve görev anlayışı gelişmiş, faziletli bir insan söyleyebilir. Bu söylemleri icraatla da göstermek hepsinden daha önemlidir.

Sayın Osman Kibar yine bir açılışta yaptığı konuşmada hazır bulunanlara hitaben şunları söylemişti:

‘Arkadaşlar taşıdığım sıfatın sorumluklarını yerine getirmek durumundayım. Kimse benden kıyakçılık beklemesin. Şunu herkes bilsin ki siyasette kıyakçılığın sonu ayakçılıktır. Eğer bazılarına kıyakçılık yaparsam, milletin sırtından para kazandırırsam bunun hesabını verecek olan kişi benden başkası olamaz’

Bu sözler, bugün hizmet yapan insanlarımıza, sorumluluk taşıyanlara örnek olmalıdır. Bu insanların ‘yaptıkları kıyakçılığın’ hesabını kendileri vicdanlarında ve yargıda vereceklerini çok iyi bilmelidir. Ayağa düşmekse, itibar, güven kaybı, onur kaybıdır. Bu, ‘pehlivanın sonu cazgırlıktır’ sözünden çok farklıdır.

• CANER YILDIZ YİNE NAZİLLİ’NİN GÜNDEMİNDE

7 yıl Nazilli’de kaymakamlık yapan, 3 yıl önce Samsun’un Çarşamba ilçesine atanan Kaymakam Caner Yıldız, yerel seçimler öncesi bir kez daha Nazilli Siyaseti’nin gündemine oturdu.

Ankara’dan aldığımız bilgiye göre Sayın Caner Yıldız’ın Nazilli’ye geleceğini, yapacağı bir dizi görüşmelerden sonra Ankara’ya döneceğini öğrenmiş bulunuyoruz. İddiaya göre Nazilli’den bir gurup partili Caner Yıldız’ın Nazilli’den ‘Belediye Başkanı Adayı’ olmasını istemiş. Nazilli’den bir gurup partili, Genel Merkez’e 300 ila 500’le ifade edilen, ama sayısı belli olmayan imzalı dilekçe göndermiş. Adı geçen partinin Genel Merkezi de Caner Yıldız’a görüşmeler yapması için Nazilli’ye gitmesini istemiş. Sayın Yıldız bu nedenle Nazilli’de olacakmış.

Düşünüyorum;

Sayın Yıldız’ın gelişi MHP ile ilgili olamaz. Çünkü MHP’nin Belediye Başkan Adayı belli oldu. Genel Başkan Devlet Bahçeli de bunu açıkladı. Bu isim mevcut Belediye Başkanı Haluk Alıcık..

AK Parti’nin adaylık süreci adaylarla değil, görüşmelerle hiç değil, Genel Merkez’in yapacağı kamuoyu yoklamaları ile belirlenecek. Bunun için en az 1 ay lazım.. Daha önce Sayın Caner Yıldızın ismi AK Parti için geçmiş olsa da bu gelişinin başka bir parti için olacağını düşünüyorum.

Geriye CHP kalıyor.

Acaba Nazilli’de iki ‘Aday Adayı’ arasındaki devam eden amansız adaylık yarışı sırasında CHP’nin Nazilli’de yara almamasını, guruplara bölünmemesini, iki su testisinden birinin kırılmamasını isteyen CHP Genel Merkezi, bir üçüncü kişiyi aday yapalım anlayışı ile eski Nazilli Kaymakamı Caner Yıldız formülünü mü gündeme getirecek?

Sayın Caner Yıldız’ın Samsun Çarşamba’dan Nazilli’ye gelmesinde bir hayır vardır diye düşünüyorum.

Hep birlikte görelim..