Ali İhsan Dilmen

Ali İhsan Dilmen

YAŞAM ve YAZGI

YAŞAM ve YAZGI

YAŞAM ve YAZGI
Yazar:Vasili GROSSMAN
Yayınevi:Can Yayınları
Alanı:Edebiyat/Roman
Çevirmen:Ayşe HACIHASANOĞLU

Roman 2. Dünya Savaşı öncesi Hitler Almanya’sının uyguladığı Yahudi Düşmanlığı politikalarının Sovyet Rusya'ya yansımaları Lenin Sonrası Rusya, Troçki politikaları ile ayrışan Stalin'in 1936/37 yıllarında yaptığı temizlik ve Merkez Komite üzerinde kurduğu hakimiyetin sancıları içinde iken Alman Orduları tarafından işgal edilen Rusya ve özellikle Stalingrad kuşatmasına karşı verilen mücadeleyi anlatıyor.
Roman üç bölümden oluşuyor.
Birinci bölüm, Stalingrad'ın işgali öncesiyle başlıyor.
İkinci bölüm, Stalingrad savunması, savaşın insanlar üzerinde oluşturduğu yıkım, iç çalkantılar, çatışmalar, ihanetler, direniş.
Üçüncü bölüm, Stalingrad’ın kurtarılması sonrasında tekrar başlayan parti içi çatışmalar, otoriter rejimin keskinleşmesi, savaş boyunca görevlerini eksiksiz yerine getiren insanların rejim karşıtı olma iddiasıyla suçlanarak işlerinden atılması, itibarsızlaştırılmaları neticesinde birçok yurtseverin ihanetle, işbirlikçilikle suçlanmasına ve yargılanmasına kadar ileri düzeylere ulaşması ve yine bu süreçte insanların bir emirle, işaretle yaşamlarının nasıl zorlaştırıldığını, kendilerini savunacak imkandan mahrum bırakılışlarını, hayatlarının altüst oluşları yalnızlığa mahkum edilişlerini anlatıyor.
Romanda savaşın verdiği yıkımın ötesinde iç hesaplaşma yönünden yaşananlara yaptığı vurgu belirgin bir şekilde öne çıkıyor.
Rus edebiyatının büyük yazarlarının dünyaya bakışları, üsluplarının Rus insanı üzerinde bıraktığı izlerin tartışılması, onlardan bahsedilmesi, yazarların düşünceleriyle yaşanan olaylara bakışları üzerinden yorum getirilmesi kitaba ayrı bir zenginlik katıyor.
Ayrıca ikinci bölümde yer alan arkadaşlık, üçüncü bölümde yazarın yer verdiği iyilik ve iyiliğin ne olduğu üzerine yaptığı uzun değerlendirmeler tek başına okunmaya değer nitelikte bölümler..
Okur, bu bölümleri her okuduğunda zihin dünyasında şimşekler çakacak, çıkan kıvılcımlar daha aydınlık ve berrak düşünme imkanı verecektir.
Kitabın yayınlanmasını ne yazıkki yazar görememiş 1950’li yıllarda yazdığı kitap Stalin dönemi ve sonrasında yayınlanmamış, bütün müsvetteleri yok edilmiştir.
Yazar Grossman 1964 yılında öldü.
Kitabın yayınlandığını göremedi.
Kitabın gizli olarak bulunan bir nüshası Batı'ya çıkarılmış, 1980 yılında yayımlanarak milyonlarca okurla buluşmuştur.
Bütün samimiyetimle diyorum ki, kitap benim düşünce ve duygu dünyamda kalıcı izler bırakmış, insan düşüncesinin bütün yasaklara, baskılara, kınamalara galip geleceğine dair inancımı kuvvetlendirmiştir.
Hacim itibariyle birçok okurun gözünü korkutacak seviyede olan kitap sabırla okunduğunda okurunu mutlu edecek ve “iyi ki okumuşum” dedirtecek niteliktedir.
Belirtmek isterim ki, ben bir kitabı okurken altını çizmiyorum fakat araya belirteçler koyuyorum.
Ayrıca kitabı tanıtırken önemli bulduğum kısa bir kısmını size aktarıyorum.
İşte bunu yapacağım bölüm seçimini de seçenekler halinde işaret koyuyorum.
Ve sonuçta içlerinden seçtiğimi size aktarıyorum.
Bu kitabı okurken bu konuda bir hayli zorlandım.
Umarım seçtiğim bölüm sizce de önemli bulunur.
Yaşam ve Yazgı üzerine yazılan bu kitaptan yaşam ve yazgıya dair insan iradesinin gücünü ifade eden bir bölüm..

Kitaptan, “Tanrının mahkemesi, devletin, toplumun mahkemesi var, ama bir de yüksek bir mahkeme var:
Bir günahkarın diğer günahkara karşı mahkemesi.
Günahkar insan totaliter devletin gücünü ölçüyordu, sınırsız büyük bir güçtü bu; bu korkunç güç, propogandayla, açlıkla, yalnızlıkla, kampla, ölüm tehdidiyle, ortadan kaybetmekle ve şerefsizlikle insanın iradesine ket vuruyordu.
Ancak yoksulluk, açlık, kamp ve ölüm tehdidi altında insanın attığı her adımda koşullanmanın yanında her zaman insanın ket vurulamamış iradesi de ortaya çıkar.
Sonderkommando başkanının köyden siperlere, partisiz küçük burjuva anlayışından bilinçli nasyonal sosyalist parti üyeliğine uzanan yaşam yolunun her yerinde her zaman iradesinin izleri kalıyordu.
Yazgı insanın elinden tutup götürür, ama insan istediği için gider, istememek onun elindedir.
Yazgı insanı götürür, insan yok edici güçlerin aracı haline gelir, ama bunu yaparken kendisi de kazanır, kaybetmez.
Bunu bilir, kazanmaya doğru gider;korkunç yazgının ve insanın amaçları farklı, ama yolları aynıdır.
Hükmü okuyan, günahsız ve merhametli ilahi yargıç değil, devletin ve toplumun iyiliğini kılavuz edinerek hareket eden yüksek devlet mahkemesi değil, bir aziz, bir mümin değil, faşizmin ezdiği, totaliter devletin korkunç gücünü kendisi de hisseden kendisi de baş eğen, korkan zavallı, kirli ve günahkar insandır.
Şöyle diyecektir insan:
“Bu korkunç dünyada suçlular var! Sen suçlusun!”
Sahife737/38..
***Okundu

whatsapp-gorsel-2025-10-03-saat-00-28-11-b207fc91.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İhsan Dilmen Arşivi