HAYAT EN ÇOK İYİLERİ KIRAR

Yazar: Prof. Dr. Acar Baltaş
Yayınevi: Kronik
Alanı: Psikoloji-Yönetim

Liderlik ve Yöneticilik günümüz dünyasında çok konuşulan ve yazılara konu olan bir alan.
Öyle olunca da Psikoloji ve Sosyoloji Bilimi olmadan konuyu tarif etmek, ilişkileri ete kemiğe büründürmenin kaçınılmaz bir zorunluluk olduğunu ifade etmek gerekiyor.

Devletleri, kurumları, şirketleri ve hayatımızın mihenk noktasını oluşturan aile yönetimi, çalışanlar, halk, müşteriler yahut aile bireyleri arasında yaşanan veya yaşanması muhtemel sorunları büyümeden çözme becerisi gösteren, şirketlerde kazanç, devlet yönetimlerinde sağlanan halk memnuniyeti, ailede yaşatılan mutluluk hep doğru yöneticilik ve liderlik ile mümkün.

Elbette bunun için insana lazım olan bilgi üretimi ve üretilen bilgilerin kendisiyle birlikte başkaları içinde fayda, iyilik üretecek şekilde kullanılması gerekir.

Değilse bilgi bireysel fayda ya ve bunun için kötülük üretmeye yönelik olarak da işlev görebilir.

Bilginin bireysel ve kamusal iyilik için kullanılması elbette çok önemli ve gereklidir.

Bu öyle bir şey ki, sadece karşılaşılan sorunlara çözüm bulmakla sınırlı değil ve gelecek zamanı yönetmeye kadar uzanan boyutu var ve esasen önemli olan tarafın da bu olduğunu düşünüyorum.

Yazar kitapta, engin bilgisiyle şirket ve kurum danışmanlığı, akademik bilgi ve iyi bir aile babasının tecrübeleriyle kullanışlı bir perspektif, doğru tutum, tutarlı davranış hakkında ikna edici, ufuk açıcı izlek sunuyor.

Günümüz insanın en büyük sorunlarından birincisi ebeveynler ve çocuklar, ikincisi eşler arasında yaşanan krizlerdir.

Bir çoğumuz yaşadığımız modern çağın oluşturduğu yenilikler, davranış pratikleri sebebiyle çocuklarımız ve geleceğimiz hakkında
ciddi kaygılar içindeyiz.

Çocuklarımızla nasıl iletişim kuracağımız konusunda kendimizi yetkin hissetmiyor ve bilgi eksikliği sebebiyle maalesef sıklıkla ilişki ve iletişim sorunu yaşıyoruz.

Bu sorundan sonra yaşadığımız en büyük sorun ise eşler arasında yaşanıyor, flört döneminde yaşanan kabullenme ve mutluluk hemen hemen evliliğin ilk aylarından itibaren ilişki sorunu olarak bizi meşgul ediyor, yaşadıklarımız bir türlü yaşamak istediklerimiz gibi tecelli etmiyor.

Son zamanlarda gençlerin çoğu ise evlilik meselesine olumlu bakmıyor, boşanma oranlarının sürekli yükselmesinin etkisiyle evlilik oranında ciddi ve tedirginlik doğuracak düzeyde azalma yaşanıyor.
Bu yüzden karşı karşıya kaldığımız sorunlarla nasıl başa çıkabiliriz sorusu her gün artan oranıyla zihnimizi meşgul etmekte, duygusal kırılganlıklarımızı artırmaktadır.

Kitapta geçen her konuyu okurken insan kendini olayların içinde buluyor, yani okuduklarıyla yaşadıkları arasında bir bağlantı kurmakta zorlanmıyor, okuyucu yazarın yazdıklarından keyif alarak okuma gerçekleşiyor.
Kitap hakkında daha fazla yorum yapmadan kitaptan önemli bulduğum bir bölüme geçmek istiyorum.

Kitaptan, “İnsan beyni ve insan canlısı öngörülebilir şekilde akıl dışıdır.”
Bu sözü söyleyen Daniel Kahmenan’dır.
Maalesef toplumumuz, dürtüleriyle hareket eden bir toplumdur.
Zeka ve akıl ise, olaylar arasında ilişki kurma becerisidir.
Akıl, toplumda çoğu zaman kurnazlık, kendi menfaatine yarayacak çözümleri bulmak olarak görülüyor ancak bunlar doğru olmayan etkilenmeler…
Bunun da iki nedeni var.
İlki; disiplin ve değerler.
Toplum olarak düşünmekten kaçındığımız için sorgulamaktan da kaçınıyoruz.
Dolayısıyla tüyo alıp borsa veya at yarışı oynamak daha kolay…
Çünkü sizin yerinize bir başkası düşünüyor.
İkincisi, düşünmek için bir alt yapı ve birikim gerekir.
Toplumun genelinde alt ve birikim eksikliği görüyorum.
Düşündüğünüz zaman anlarsınız, anladığınız zaman sorumluluk almanız gerekir.
Bu yüzden klişelerle, önyargılarla yaşıyoruz.
Toplumdaki varlığınıza ve sorumluluklarımız bir de bu yönden bakmak gerekir.
Toplumsal mutluluğu ancak bu süreçleri doğru yaşayarak ulaşabiliriz. “ shf. 196

***Okundu